Dünyanın önemli korna markaları arasında yer alan, bugün Türkiye sınırlarını aşarak dünyanın önde gelen otomotiv devlerinin tedarikçisi konumuna yükselen Seger Korna, yaşamın her alanında kadının güçlenmesi, hak ettiği değeri görmesi ve günümüzün vazgeçilmez gerçeği olan cinsiyet eşitliğinin sağlanabilmesi için elini taşın altına koyan, otomotiv sektörünün örnek markalarından biri…
1981 yılında Bursa’da korna üretimi ile yola çıkan Seger Korna, bugün dünyanın önemli korna markaları arasında yer alarak global ticaret serüvenini sürdürüyor. İç ve dış piyasalardaki korna tedariği liderliğinin yanı sıra ticari ürün olarak ürün gamında ampuller ve sadece yurt dışı pazarına satışını yaptığı akü grubu da yer alıyor. Yılda 10 milyonu aşan kapasitesiyle korna üretimi ve satışında dünyada ilk 10’da. Korna üretimlerinin yanı sıra otomotiv yan sanayine yönelik yedek parça tedariğini uzmanlık ve sektörün ihtiyaç alanlarına göre her geçen gün geliştiren Seger Korna, halojen, minyatür ve Xenon ampullerle otomobil aydınlatmasına yönelik ürünlerini de farklı bir kategori olarak sunuyor. İç pazarın yanı sıra ihracat hacmini her geçen yıl artırarak Türk ekonomisine ve istihdama katkıda bulunuyor.
İnsan kaynakları yönetiminde toplumsal cinsiyet eşitliğini benimseyen Seger, kişi işe uygunsa ve yetkinlikleri pozisyon için yeterliyse, cinsiyetin hiçbir önemi olmadığını gerçekleştirdiği farkındalık çalışmalarıyla da pekiştiriyor. Gerek mavi yaka gerekse beyaz yaka kadın çalışanlarının sayısını artırmayı hedefleyerek, kurulduğu günden bu yana her yıl hedeflerine uygun bir şekilde kademeli olarak artış gerçekleştiren Seger, 2010 yılında %13 olan kadın çalışan oranını (mavi ve beyaz yaka) yıllar içinde artırarak 2022 yılında %25’e yükseltmeyi başardı.
Seger, toplumsal cinsiyet eşitliğini amaçlayan pek çok projede yer alıyor
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusunda pek çok projede yer alan şirket, özellikle 2010 yılından bu yana toplumsal cinsiyet eşitliğine (TCE) katkı sunmak amacıyla Türkiye’de farklı alanlardaki eşitsizliklerin saptanarak sorunların açığa çıkarılmasına ve çözüme kavuşturulmasına yönelik çalışmalarda aktif rol alıyor. Bu konuda son yaptığı çalışmalardan biri, tüm kamuoyu için kılavuz niteliği taşıyan “Seger Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Örnek Uygulama Modeli” raporunu yayınlaması oldu. Seger bu raporda iç iletişimden başlayarak, kadın istihdamının artırılmasına yönelik uygulamalar, komiteler, eğitimler ve kadının güçlendirilmesi prensipleri (WEPs) imza süreci, UN Women & Global Compact gibi uluslararası platformlarla ilişkiler, Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarıyla kadının güçlenmesi ve kadına şiddet alanındaki çalışmalar, örnek uygulamalar ve en önemlisi toplumsal cinsiyet eşitliğinin Seger sürdürülebilirlik faaliyetleri kapsamında nasıl ele alındığı ve bundan sonra nasıl devam edeceği yönünde bilgiler veriyor.
Seger, çalışanlarını ve paydaşlarını bilgilendirmek, farkındalık oluşmasına destek olmak üzere toplumsal cinsiyet eşitliği temelli eğitimler ve projeler geliştiriyor.
“Emeğin ve mesleğin cinsiyeti olmaz”
Seger; yaşamın her alanında kadının güçlenmesini, hak ettiği değeri görmesini ve günümüzün vazgeçilmez gerçeği olan cinsiyet eşitliğini ülkemizin gelecek vizyonu çerçevesinde kalkınmasının başlıca gereklerinden biri olarak görüyor. Uzun yıllardan beri fabrika, kadın Genel Müdürler tarafından yönetiliyor. Şu an da yönetim kademesinde, Genel Müdür, Ticari Koordinatör, Üretim Müdürü ve Muhasebe Müdürü pozisyonlarında kadınlar yer alıyor. Fabrikanın üretim bantlarında da çok sayıda kadın görev alıyor.
Seger A.Ş. Genel Müdürü Tülin Tezer, şirket bünyesindeki kadınların sosyalleşmesini, kişisel gelişimlerinin desteklenmesini, bilgilendirilmelerini sağlamak ve toplumsal değişime katkı sunmak amacıyla öncelikle Kadınlar Kulübü’nü kurduklarını belirtiyor ve bu kulübün kurulması ile birlikte özgüven, çalışma yaşamına adaptasyon ve organizasyonlara katılımın arttığına dikkati çekiyor. Global, ulusal ve yerel olarak destek verdikleri tüm platformlarda çalışanlarının aktif rol alması konusunda teşvik edici faaliyetler planladıklarını; işe alım süreçlerinde ise her pozisyon için tanımlanmış skor kartlarına göre, kişinin yetkinliklerinin bu skor kartta tanımlanan özelliklere uygun olması halinde, cinsiyete bakmaksızın standart işe alım prosedürü uyguladıklarını sözlerine ekliyor.
Seger, Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu’nda yer alıyor
Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ni (Women Empowerment Principles - WEPs) imzalayarak yola koyulan şirket, ardından Global Compact, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma grubu altında yer alan Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu’na katıldı. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, TÜSİAD’ın iş birliği, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Sabancı Vakfı’nın desteği ile oluşturulan ‘İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi’ne destek veren şirketlerden biri olarak, sürdürülebilirlik açısından da kararlılığını ortaya koyuyor.
“Kadın ve erkek çalışanlardan oluşan komitemiz, raporumuzda yer alan Seger’in 12 maddelik ‘Eşitlik Politikasını’ hazırladı” diyen Tezer, sivil toplum kuruluşlarının bu anlamda önemli etkileri ve görevleri bulunduğunu, çünkü STK’ların özel sektörü harekete geçirdiğini söylüyor. Cumhuriyetimizin, kadınların temel insan haklarının korunması ve kadınlarla erkekler arasında süregiden ayrımcılıkların yok edilmesi mücadelesinin devam ettiği uygar bir dünya ülkesi olmanın adımlarını 100 yıl önce attığını belirten Tezer, “Bu nedenle bu tavrımızı ve duruşumuzu sürdürebilmek için hepimizin yapacağı şeyler var. Öncelikle eğitim hakkımıza sahip çıkmalıyız. Aile yapısı içinde ise eşitlik anlayışlı görev dağılımıyla hareket edip çocuklarımızı toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla hayata hazırlamalıyız” şeklinde sözlerini tamamlıyor.
Sürdürülebilirlik, etik ve itibar kavramları ön plana çıkmaya başladı
Tülin Tezer, içerisinde yer aldıkları otomotiv endüstrisinin büyük bir değişim yaşadığını söyleyerek, “Geçmişte otomotiv endüstrisi üreticileri güçlü donanım, yüksek performans ve konfor özellikleri gibi kavramları itibar değeri olarak görürken günümüzde ise sürdürülebilirlik ve etik gibi kavramlar ön plana çıkmaya başladı” ifadelerini kullanıyor.
Seger’in sürdürülebilirlik stratejisinin 4 aşamadan oluştuğunu belirten Tezer, ilk aşamada sürdürülebilirlik yaklaşımı ve bakış açısının şirketin tüm operasyonlarında etkili biçimde anlaşılmasını ve tüm çalışanların bu değişimin bir parçası olmasını sağladıklarını vurgulayarak sözlerine şöyle devam ediyor: “İkinci aşamada sürdürülebilirlik politikalarımız ile paralel olarak tüm paydaşlarımızla katılım odaklı diyaloglar geliştiriyoruz. Şeffaflık ve hesap verebilirlik, Seger’deki kurumsal sürdürülebilirliğin olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Otomotiv endüstrisinde finans dışı raporlamalara katkıda bulunmayı ve değerlerimiz arasında bulunan şeffaflığı teşvik etmeyi asli görevlerimiz olarak değerlendiriyoruz. Son aşamada ise iklim değişikliğini de önemseyerek operasyonlarımızı sıfır atık stratejisiyle ve karbon ayak izimizi belli bir noktaya getirerek yöneteceğiz. Böylece adil, eşit ve çevreye saygılı çalışma ortamının sürdürülebilir olmasını sağlamak üzere çalışmalarımızı şekillendirmiş olacağız.”
