Türkiye mermerini dünya sanatında görünür kılmayı hedefliyor…
Hukuk okuyup tam da kariyerine adım atacağı dönemde babasının vefatı nedeniyle şirketin başına geçerek mermer sektörüne giren Melike Alpay Özmen, babasından devraldığı bayrakla 20’den fazla ülkeye Muğla Beyazı mermeri satıyor. Son üç yıldır sanat dünyasında çeşitli projelerle şirketin marka değerini artırma çabasında olan Alpay Özmen’in en büyük hedeflerinden biri ise Türkiye mermerlerini dünya sanat piyasasında da görünür hale getirmek.
Uludağ Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu, hırslı ve başarılı bir anne babanın en büyük çocuğu olarak dünyaya gelen Melike Alpay Özmen, ailesiyle hep çok gurur duydu. Ailesi her zaman, eğitimini her şeyden önde tuttu. İlkokulu İstanbul Göztepe’de bir devlet okulunda okudu, ortaokulda Bodrum Marmara Koleji’ni birincilikle bitirdi ve ardından İstanbul Alman Lisesi’ni kazandı. Lise döneminde Almanca olarak eğitim aldı ve aynı anda hem Türkiye’de üniversite sınavlarına hazırlandı hem de Alman Devleti’nin Abitur sınavına hazırlanıp Abitur diploması aldı.
Melike Alpay Özmen’in en büyük hayali hukuk okumaktı. Bu hayalini gerçekleştirmek için Türkiye’de eğitim görmeye karar verdi ve ÖSS sınavında Türkiye genelinde 305. olarak, Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde burslu olarak eğitime başladı. Üniversite dönemi boyunca hem yıl içinde hem yaz tatillerinde çok sayıda hukuk stajı yaptı, farklı şirketlerde çalışmayı deneyimledi. Bir anlamda kurumsal hayatı tecrübe etti. Ayrıca her yıl çeşitli ülkelerde yaz okullarına giderek İngilizce, Almanca ve Fransızcasını geliştirdi. Üniversiteden mezun olduktan sonra yasal avukatlık stajını uluslararası tahkim alanında Türkiye’de ve dünyada en önemli isimlerden olan Prof. Dr. Ziya Akıncı’nın yanında tamamladı. Aynı zamanda Galatasaray Üniversitesi Ekonomi Hukuku Bölümü’nde yüksek lisansını yaptı. Ardından da şirketler hukuku alanında Özbek Hukuk Bürosu ve MGC Hukuk’ta çalıştı.
Babasının vefatı hayat planlarını değiştirdi
Tam da şirketler hukuku alanında kariyer yapmaya hazırlanırken, hayatı babasının ani vefatıyla bir anda değişti. Babasının kurduğu Alpay Mermer Madencilik’te 2017 yılında Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğuna oturmak durumunda kalan Melike Alpay Özmen için bundan sonrasında hiç planlamadığı yeni bir dönem başladı.
Melike Alpay Özmen’in, kariyeriyle ilgili hayallerinde aslında hiçbir zaman aile şirketinde çalışmak yoktu. Hatta aile şirketinde çalışmak zorunda kalmamak için üniversite tercihlerini yaparken Boğaziçi Üniversitesi işletme veya iktisat bölümlerini seçmedi. Üniversiteden sonra kendi işinin patronu olma isteğiyle hukuk okumayı tercih etti. Bunun sebebini, “Rahmetli babamla karakterlerimiz çok benzerdi. İkimizin de çok hırslı olması nedeniyle iş hayatında bir arada çalışırsak hep çatışma yaşanabileceğini düşündüm” şeklinde açıklayan Alpay Özmen, babasıyla birlikte çalışmaktansa hep kendi kariyerini çizmenin planlarını yaptı. Ancak hayat bu planlarının dışında bambaşka bir sürece soktu onu. Alpay Özmen, başından beri isteği gibi hiçbir zaman babasıyla bir arada çalışamadı ama hayali olan hukuk alanında da istediği kariyeri yapamadı.
1996 yılında Muğla’nın Kavaklıdere bölgesinde kurulan Alpay Mermer Madencilik’teki bayrağı 2017 yılında babasının vefatı nedeniyle devralan Melike Alpay Özmen, babasından aldığı mirası, “Sağlığında babama yardımcı olmak için yurtiçi, yurtdışı fuarlarına beraber gitmiştim ama aktif olarak aynı şirket bünyesinde hiç çalışmadık. Ancak kendisinin yanında yetişen, onunla birlikte uzun yıllar çalışmış kişilerle ben de 7 yıldır aktif olarak Alpay Mermer Madencilik bünyesinde çalışıyorum ve onun yetiştirmiş olduğu kişilerle birlikte olmanın sayısız faydasını görüyorum” şeklinde yorumluyor.
Bu yıl hedefte İngiltere ve Fransa pazarlarında aktif olmak var
27 yıllık bir şirket olan Alpay Mermer Madencilik’in ilk kurulduğunda küçük bir ocak işletmesi olduğunu hatırlatan Melike Alpay Özmen, 2000’li yılların başından beri fabrikaların üretimleri ile dünyanın 20’den fazla ülkesine ihracat yaptıklarını açıklıyor. Özellikle İsrail, Amerika, Kanada, İspanya, Portekiz, Fas’ın en yoğun çalıştıkları ülkeler arasında olduğunu dile getiren Alpay Özmen, “2023 yılında hedefimizde İngiltere, Fransa pazarlarında aktif olmak ve daha katma değerli projelere imza atmak var. Son üç yıldır ise sanat dünyasında çeşitli projeleriyle şirketimizin marka değerini artırmaktayız. Üretimini yaptığımız Muğla Beyazı mermerini ve aslında tüm Türkiye mermerlerini dünya sanat piyasasında da görünür hale getirmek hedefimiz oldu. Kendi robotik sistemlerimizle, ülkemizin önemli heykeltraşlarıyla ürettiğimiz sanat eserleri ile Türk taşının dünyada hak ettiği yere ve değere ulaşması için çalışmaktayız” diye anlatıyor.
Şirketin dümenine 2017 yılının Mart ayından itibaren yönetim kadrosuyla birlikte kendisi geçen Alpay Özmen, o dönemde şirketin halihazırda bir ihracat firması olduğunu, uzun yıllardır çok sayıda firma ve ülkeyle zaten çalıştığını söylüyor. O günden bugüne ise gözle görülür en önemli farkın, şirketin yatırımlarındaki artış ile büyümesi ve kurumsallaşması olduğunu belirten Alpay Özmen, “Makine yatırımları sektörümüz için zaten olmazsa olmaz yatırımlar. Katma değerli ürün ihracatı ve üretimini artırmaya yönelik yatırımlarımız, yıllar içinde artan bir ivmeyle devam etti. Tüm bu yatırımlardan sonra şirket olarak artık Ege Bölgesi ile Türkiye’nin doğal taş ihracatında önemli bir rol oynuyoruz” bilgisini veriyor.
Minval markasıyla da bu yıl ilk kez ihracat yaptı
Melike Alpay Özmen’in, Alpay Mermercilik dışında çocuğu gibi büyüttüğü bir de markası var. Her zaman sanata, tasarıma, dekorasyona ilgisi ve aynı zamanda da şirketin ham maddesi mermerin güzelliğine, saflığına ve kalitesine inancı olan Alpay Özmen, bunların tasarımla birleşmesi gerektiğine kanaat getirdi. Alpay Mermer firmasına yenilik katmak istedi ve elindeki imkanları ve aklındaki fikri bir ortağı ile Minval markasına dönüştürdü. Kurucularından olduğu dekorasyon, lifestyle markası Minval ile 4 yıl önce yeni bir alanda girişimciliğe adım atan Alpay Özmen, mermer malzemesinin gümüş ve diğer malzemelerle birleştiği lüks segment dekorasyon ürünlerini dünyaya açmayı hedefliyor. Alpay Özmen bu alandaki çalışmalarını şöyle özetliyor; “Ürünlerimiz temel olarak Türkiye’de üretilen mermerlerden oluşuyor. Hem kendi taşımıza değer katmak hem de tüm dünyada tanınan Türk mermerini her alanda kullanabilmek istiyoruz.”
Minval markasıyla bu yıl ilk kez Maison Objet fuarında Almanya merkezli, dünyanın önemli otel zincirlerinden birine ihracat yaptıklarını açıklayan Alpay Özmen, bunun da kendisi için yeni ihracat çalışmaları açısından önemli bir motivasyon olduğunu aktarıyor.
“En iyisi olmak için bir anınızı bile boş geçirmeyin”
Kendi şirketi bünyesinde kadın olmakla ilgili bir problem yaşamasa da Melike Alpay Özmen’in ilk yıllarda genç ve tecrübesiz olmasından kaynaklı olarak sektörde zorlandığı zamanlar oldu. Ama o hep kendisini geliştirmeye odaklandı. Her gün yeni bir şey öğrenmeye çalıştı. Bu süreci “Önümde uzun bir yol var. Ancak çok çalışma ve hırsla bu yolu her geçen gün daha emin adımlarla yürüdüğümü düşünüyorum” diye yorumlayan Alpay Özmen, hayata ve işe bakış açısını anlatarak, şu tavsiyelerde bulunuyor; “Benim bugüne kadar çıkardığım ve kendime düstur edindiğim bazı dersler var. Bunun başında da ‘Hayatın her alanında yaptığınız işin en iyisi olmak için, kendinizin en iyi versiyonuyla hareket etmek zorundasınız’ gerçeği yer alıyor. İhracatta, iş hayatının başında olan hemcinslerime naçizane tavsiyem şu olur; rekabet çok büyük, kendinizi farklı konumlandırmak, vazgeçilmez kılmak için var gücünüzle çalışmak zorundasınız. Her an gelişmeye açık olmalı ve bir anınızı bile boş geçirmemelisiniz. En ufak bir boşlukta önünüze geçmek, yerinizde olmak için sırada bekleyen birçok rakibiniz var. Bir işten bahsedildiği zaman ‘Bu işi en iyi X kişi yapar, bu iş ondan sorulur’ cümlesindeki X kişi olabilirseniz, belli bir eşiği aşmışsınız demektir.”
İhracatta başarı; ortak paydada buluşmak
Melike Alpay Özmen’e göre ihracatta başarının anahtarı ise karşıdaki kişiyle hangi ülkeden olursa olsun ortak bir paydada buluşabilmek. İki tarafın da yaptığı iş anlaşmasından mutlu olarak ayrılması, birbirine güvenmesi ve sürekliliğin sağlanması da ona göre çok önemli. Bir defalık yapılan büyük işleri başarılı saymaktansa, uzun yıllar güven ilişkisi içinde iş yapmanın çok daha kıymetli olduğunu dile getiren Alpay Özmen, “İhracat yaparken kilit nokta işinize ne kadar hakim olduğunuz ve verdiğiniz sözleri ne kadar tuttuğunuz. Disiplinli ve vizyonlu bir yönetici olduğunuzu ve taahhütlerinize sadık kalacağınızı ilk birkaç işinizde kanıtladığınız sürece, mermer sektöründeki dünya pazarında cinsiyete dayalı bir zorluk yaşamak çok olası değil” diye konuşuyor.
“STK’larda kadınların kontenjan doldurmak için bulunmaları çok üzücü”
Türkiye’de kadınların iş dünyasında her geçen gün bulundukları konumları sağlamlaştırıp geliştirmeye devam ettiklerine inanan ve gelecekten umutlu olan Melike Alpay Özmen, kadınların aynı zamanda STK’larda, sektörel yönetimlerde yer alması, oyun kuruculardan olması gerektiğini savunuyor. Çeşitli STK, dernek ve sektörel oluşumda yer alan 
Alpay Özmen, görüş ve deneyimlerini şöyle aktarıyor; “Maalesef Türkiye’de tüm dünyada olduğu gibi kadınların STK’larda genellikle kontenjan doldurmak için bulunmaları, bunun için yönetim kadrolarına dahil edilmeleri çok üzücü. Gerçekten işteki yetkinliği, tecrübesi veyahut vizyonu için STK yönetimlerinde bulunan kadın çok az. Bunu ben de birebir yaşadım. Fotoğraflarda, toplantılarda varlığımıza değer veriyormuş gibi gözüküp arka planda sesimizden rahatsız olunduğunu üzücü şekilde deneyimledim. Tabii bu da önemli bir tecrübe oldu. Bu deneyimimden sonra bir STK bünyesinde bulunmayı kabul etmeden önce çok daha detaycı düşünmem gerektiğini anladım.”
