MUKADDER ÖZDEN; Simurg Tasarım Ltd. Şirketi Kurucusu ve Sahibi

Oluşturma Tarihi : 02 Şubat 2024 Cuma
Reklam 2
MUKADDER ÖZDEN; Simurg Tasarım Ltd. Şirketi Kurucusu ve Sahibi

Sektöre göre 4 kat katma değerli ürünlerle dünyaya hazır giyim satıyor…

İş hayatındaki 20 yıllık profesyonelliğini 2005 yılında kurduğu şirket ile girişimciliğe eviren Mukadder Özden, Tekstil Mühendisi olması ve iş deneyimi sayesinde üretim ile ihracatta rotasını rekabetçiliği az olan katma değerli ürünlere yöneltti. Öyle başarılı oldu ki bugün kilo başı 70 dolar ile Türk hazır giyim ihracatının dört katı katma değerli üretim yapacak noktaya geldi. Özden bu durumu, “Genelde çok karşılaşılan bir durum olmayınca bazen gümrükte kolilerimiz açılıp birim fiyatlar ile ürün uyumlu mu diye kontrolü yapılıyor” diye gururla anlatıyor.

Mukadder Özden, çiftçi bir ailenin torunu olarak Manisa’nın Akhisar ilçesinin bir köyünde dünyaya geldi. İlkokulu 3 ayrı ilde, ortaokulu ise 2 ayrı ilçedeki devlet okullarında okudu. Küçüklüğünden beri sorumluluk sahibi olması nedeniyle genelde öğretmenlerine asistanlık yapan, parlak bir öğrencilik dönemi geçirdi. Öyle ki ortaokul bitirme notu 10 üzerinden 9.9’du. Aynı başarıyı Akhisar Lisesi’nde de gösterdi ve liseyi en yüksek derece ile bitiren öğrencilerin arasında yer aldı. En büyük hobisi moda ve tekstildi. Üniversite giriş sınavı sonucunda yüzde birlik dilime girdi. Hobisini işe dönüştürmek için de ilk tercih olarak tekstil mühendisliği bölümünü seçti ve kazandı. İzmir’in marka okullarında okumuş yaşıtları arasında sayılı taşralı öğrenciden biri olarak eğitim gördüğü Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği’ni başarıyla bitirdi.

1985 yılından bu yana iş hayatında aktif çalışan Mukadder Özden, o süreden beri sadece kendi mesleğini yapıyor. Bu sürecin 20 yıllık kısmında az sayıda firmada ama uzun sürelerle profesyonel yönetici olarak çalışan Özden’in girişimcilik hikayesi ise 2005 yılında başlıyor. Özden’in hayat planı, aslında pek çok genç gibi okumak, evlenmek, çocuk sahibi olmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamak üzerineydi. O da iyi bir profesyonel olarak hayatına devam etmeyi planlarken, idealleri onu girişimciliğe götürdü. İşle ilgili aklındakileri daha özgür uygulayabilmek için girişimci olmaya karar verdi ve bir firmada profesyonellik yapmak yerine kendi şirketini kurmak için kolları sıvadı.

MukadderİçfotoMukadder Özden, Simurg Tasarım Danışmalık Limited Şirketini 2005 yılında bir kadın arkadaşıyla birlikte kurdu. Hem tasarım hem teknik danışmanlık veren bu şirketin tüm hisse devrini iki yıl sonra üzerine alan Özden, daha büyük ciro yapmak için hazır giyim üretimine geri döndü. 2009 yılında tek başına ihracata başladı. Tekstil mühendisi olması ve iş deneyimi sayesinde üretimde ve ihracatta rotasını rekabetçiliği az olan ürünlere yöneltti. Daha komplike, katma değerli siparişler aldı ve bu alanda ilerledi. Öyle başarılı oldu ki Özden, bugün kilo başı 70 dolar ile Türk hazır giyim ihracatının dört katı katma değerli üretim yapacak noktaya geldi. “Şu an özel siparişlerde neredeyse üretemediğimiz giysi yok” diyen Özden, katma değerli ürünleriyle ilgili ise şunları aktarıyor; “Bazen gümrükte kolilerimiz açılıp birim fiyatlar ile ürün uyumlu mu diye kontrolü yapılıyor. Organik merino triko ürünler yapıyoruz, takım elbiseler yapıyoruz. Haliyle birim fiyatlar yükseliyor. Genelde çok karşılaşılan bir durum olmayınca kontrollerde dikkat çekiyoruz.”

Giyilmeye hazır steril bebek ürünlerini dünyada ilk kez üretti

Tabii bu konuma gelmek Mukadder Özden için çok da kolay olmadı. Pek çok girişimci gibi o da ilk yıllarda çok kısıtlı sermaye ile üretim ve ihracat yapmaya çalışı. Finansal kaynaklara erişmekte çok zorluk çekti. İlk ve en büyük desteği faizsiz borçlanma ile KOSGEB’ten aldı. Ayrıca bazı müşterilerinden ön ödemeler alarak kaynak sağladı. Pazarlama için ziyaretlere gidecek imkanları kısıtlı olduğu için dijital networkünü genişletmeye önem verdi. Sermaye ayırıp Global Organic Textile Standarts kurumuna üye oldu, belge aldı. Bu sayede uluslararası camiada görünür hale geldi.

Simurg Tasarım çatısı altında Ozmoz ve Clean&Safe markalarını yaratan Özden, İzmir’de bulunan tesisinde çocuk/bebek giysileri, kadın giyimi, iç giyim ve spor grubunda kendi tasarımlarını geliştirerek kıyafetler üretip; ihraç ediyor. Özellikle Clean&Safe markası ile dünyada ilk olarak giyilmeye hazır bebek ürünleri üretmeyi başaran Özden, patentini alarak geliştirdiği özel sistem ile yıkamaya ve ütülemeye ihtiyaç duymayan; steril bebek ürünleri üreten Clean&Safe markasıyla sektöründe fark yarattı. Yine sürdürülebilir malzemelerle özellikle pre-consumer geri dönüştürülmüş kumaşlar kullanılan “Ozmoz Reborn Ultimate Sustainable Clothing” ürün grubunu tescil ettirdi.

“Dünyada iyi bilinen markaların arasında trend raporlarındayız”

Mukadder Özden girişimcilik yolculuğunda kazandığını her zaman işine yatıranlardan. Kendini geliştirmek için pek çok yatırım yapan Özden, hemen ilk yıllarında tasarımcı istihdam etmeye başladı, birçok fuara katıldı, tasarım ve ürün geliştirmeye önemli bütçeler ayırdı. Bu sayede çok müşteri edindi. Bugün geldiği noktayı, ‘Kariyerimde istediğim yerdeyim” şeklinde yorumlayan Mukadder Özden, yaşadığı gurur ve mutluluğu şöyle aktarıyor; “Sıra dışı ve geniş yelpazeli bir üretim yeteneğimiz var. Bu nedenle rekabetçi bir şirket sahibi olmayı başardık. Geçtiğimiz yıl kalite ve hız için otomasyona, özel makinalara yatırım yaptık. Hepsi pahalı makinalardı. Üreticiliğin yanına marka ticaretini de eklemiş durumdayız. Trend raporlarında Cavalli, Marc Jacobs, Patrizia Pepe gibi dünyada iyi bilinen markaların yanında yer almayı başardık. Markamız olan Ozmoz’dan “Türkiye’nin Ozmoz’u” ya da “Türk Ozmoz” şeklinde bahsediliyor. Avrupa markaları ile yan yana trendy bir marka olarak raporlanabiliyoruz ve bununla çok gururlanıyorum. Hatta tasarımlarımızı ‘kullanabilir miyiz? diyerek ricada bulunan Avrupalı markalara ödünç veriyoruz. Yani tasarım gücümüzle de takdir ediliyoruz.”

“Asya pazarına açıldık Avustralya’da büyüyeceğiz”

0-14 yaş arasında giysiler üzerine uzmanlaşmış Ozmoz markasıyla genelde Avrupa ülkelerine, Avrupa ülkeleri içinde de ağırlıklı İskandinav ülkelerine ihracat yaptıklarını açıklayan Mukadder Özden, Almanya, Amerika, Avustralya, Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka, Finlandiya Fransa, Güney Kore, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya, Kanada, Kırgızistan, Norveç, Singapur gibi 21 ülkeye ürün gönderdiklerini söylüyor. Geçen yılki ihracatlarının 2 milyon doları geçtiğini belirten Özden, “Avrupa dışında Asya pazarına açıldık. Markamızın yeni pazarlara açılma planları çerçevesinde, organik ve sürdürülebilir felsefeye sahip ürünlerimizi Avrupa’dan sonra Avustralya pazarında da sunmaya başladık. Sydney’de kuruluşu tamamlanan birimimiz ile Avustralya’da büyüyeceğiz. Rusya ve Türki Cumhuriyetlere önümüzdeki dönemde ihracata başlayabiliriz. Bu şekilde ciro ve ihracatımızı anlamlı miktarda artıracağız” diye konuşuyor.

Mukadder Özden’e göre ihracatta başarıyı mesleki bilgi, yabancı dil, verimli çalışma çok etkiliyor. “Ben eğitimli ve tecrübeli olmasaydım, neredeyse olmayan bir sermaye ile işimi bu noktaya asla taşıyamazdım” diyen Özden, ihracatçı girişimcilere şu tavsiyeleri aktarıyor; “Başarı için öncelikle iş ahlakınız yüksek olsun. Planlı ve sebatkar olun. İnsan ilişkilerinizi iyi tutun, adil yöneticilik yapın. Dünyayı, işinizle ilgili gelişmeleri yakıdan takip edin ki daha kolay rekabet edebilesiniz. Ayrıca ihracatçı birliklerinin eğitimlerini, toplantılarını kaçırmayın. Meslektaşlarla bir arada olmak, sektörel STK’lara üye olmak da size önemli katkılar sağlayacaktır.”

Erkeklerin statüsüne kadınların da ulaşması için emek veriyor

MukadderönündeürünlerMukadder Özden kadınlar için cam tavanların henüz doğduğu evlerden başladığını savunanlardan. Bu düşüncesine ilişkin, “Babam oğlu olmadığı için ilk yıllarında hayal kırıklığı yaşamış biri olmasına rağmen, yıllar sonra başardıklarımı görünce ‘Üç oğlum olacağına, Mukadder gibi bir kızım olsun’ diyebilmişti” şeklinde bir anektod aktaran Özden, küçük yaşlardan itibaren ‘erkeklerden aşağı kalmamalıyım’ içgüdüsü yaşadığını söylüyor. Zamanla bu duygudan kendisinin kurtulduğu gibi şimdi kadınların toplumda bu algıdan kurtulabilmesi için toplumsal çalışmalar yapan Özden, kadının toplumdaki statüsünün iyileştirilmesi konusunda uzun yıllardır Soroptimist International örgütünün bir üyesi olarak İzmir Kulübünde çalışıyor. Ayrıca KAGİDER üyesi olan Özden, bu çalışmalarda erkekleşmeden, toplumda erkeklerin sahip olduğu statüye kadınların da ulaşması konusunda emek veriyor. Bunun sağlanmasının da kadınların davranış biçimlerini iyileştirerek, eylemleri ile doğal yoldan kazanmaları yolunu savunuyor. “Ben bunu başardım, daha çok kadının başarmasını isterim” diyen Özden, “Elbette bu işin özü toplumdaki bireylerin kadın-erkek denilerek cinsiyet ayrımı yapılmadan, eşit haklardan yararlanılmasına imkan tanıyarak, topyekûn iyileşmesini sağlamaktır. Bence kadınlar lehine pozitif ayrımcılık tek başına sürdürülebilir bir çözüm yolu değildir” vurgusunu da yapıyor.

Kadının toplum içindeki konumuyla ilgili değişimin devletin bu konuda kullandığı dil ile daha hızlı iyileşebileceğine inanan Mukadder Özden, şu anki devlet dilinin doğru olmadığını düşünerek, “Toplumun her kesimi için özellikle de kadınlar ve çocuklar için sevgi diline ihtiyaç var” diyor.

“Toplumu iyileştirme idealiyle değer üretmeyi sürdürmek istiyorum”

Pek çok kurumdan ödül ve plaket alan Mukadder Özden, 25 yıldır çok sayıda STK’da çalışmalar yapıyor, panellere katılıyor, okullarda konuşuyor. 2019 yılında İzmir Soroptimist Kulübü Başkanlığı, 2012 yılında Ege Giyim Sanayicileri Derneği Başkanlığı, 2013 yılında Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkan Yardımcılığı görevlerini üstlenen Özden’in aynı zamanda Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Mezunları Derneği Kurucu üyeliği, Barış Çocuk Orkestrası Derneği üyeliği, Hazır Giyim İhracatı Geliştirme Derneği Kurucu üyeliği, Kadın Girişimciler Derneği üyeliği bulunuyor.

Mukadder Özden, iş hayatında ve işyerinde demokratik bir yapıyı savunup yaşatmaya çalışıyor. “Her görüşe değer veririm. İsterse herkesin, her şeyi olduğundan daha iyi yapabileceğine inancım var” diyen Özden, çalışma ortamındaki yönetim felsefesini şöyle aktarıyor; “Çalışanlarıma emek veririm, fırsat veririm. Sağlıklarını takip ederim. Disiplinli ve planlıyımdır. Sisteme katkı koyanları ödüllendirir, zarar verenleri uzaklaştırırım. Sistemi de onlarla birlikte geliştiririm. Ömrüm boyunca sadece kendim için değil, aynı zamanda içinde bulunduğum toplumun iyileşmesi için de çalıştım, kendimi diğer insanlardan ayrı düşünemedim. Bu ideali kaybetmeden, insanlar için değer üretmeye devam etmek istiyorum.”