YASEMİN KORKUT; Anadolu Gıda Yönetim Kurulu Başkanı

Oluşturma Tarihi : 20 Şubat 2024 Salı
Reklam 2
YASEMİN KORKUT; Anadolu Gıda Yönetim Kurulu Başkanı

Evini satıp sermaye yaptı, şimdi Aydın incirini dünyaya ihraç ediyor…

Yasemin Korkut’un girişimcilik hikayesi bir market rafında, işlenip paketlenmiş kuru incirleri görmesiyle başladı. Kendi köyünün incirlerini doğal, işlenmemiş şekilde pazarlamak için tek sermayesi olan evini sattı. Başaracağına kimse inanmasa da o yılmadı ve yatırıma, üretime devam etti. Korkut, bugün ‘başaramazsın’ diyenlere inat, Bilara markasıyla iç pazarın yanı sıra Almanya, Dubai ve Kanada’ya kuru incir satıyor.

Yasemin Korkut, çiftçi bir ailenin üç kızından biri olarak Aydın Kuyucak’ta dünyaya geldi. Çocukluğu bağ bahçe ve toprakla iç içe geçti. Çiftçi bir ailenin çocuğu olduğu için hep erkek evlat gibi yetiştirildi; 13 yaşında traktör üzerine çıktı. Okul dışındaki günlerde ve yaz tatillerinde yaptığı tek iş çiftçilikti. Okul arkadaşları yaz tatili yaklaştığında sevinirken, o bağla bahçeyle uğraştığı ve kavurucu sıcakta çalıştığı için hep üzülürdü.

Bu deneyimlerle hayatın zor şartlarını küçük yaşta öğrenen Yasemin Korkut’un tek istediği okumaktı. Çiftlik işlerinin yanı sıra okulunu hiç aksatmadı. Liseye kadar okul döneminde hep başarılı bir öğrenci oldu. Tek hayali Bursa Uludağ Üniversitesi’ni kazanmaktı. Liseden mezun olduğu ilk sene hayallerinin okulu olan Bursa Uludağ Üniversitesi 5 yıllık Kamu Yönetimi Bölümü’nü ikinci öğretim olarak kazandı. Ancak yaşadığı küçük kasabada, genç bir kız olarak okumak için başka bir şehre gidecek olması çok yadırgandı. Bu yüzden de ne yazık ki büyük bir hevesle kazandığı üniversiteye, ailesi onaylamadığı için, gidemedi.

Market rafında gördüğü paketli incirler hayatını değiştirdi

2006 yılında eşiyle tanışan ve evlenen Yasemin Korkut, Antalya Manavgat’a yerleşti. Bu onun için aslında köyden şehir hayatına merhaba demekti. Yıllardır ailesiyle birlikte yaptığı bildiği tek iş çiftçilikti. Çalışmaya alışık olduğu için evde oturmak istemedi ve Migros’ta çalışmaya başladı. Bir taraftan çalışırken bir taraftan da içinde ukde olarak kalan üniversite hayalini gerçekleştirmek istedi. 11 sene sonra hiç kitap yüzü görmeden tekrar sınava girdi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü’nü kazandı. Yasemin Korkut’un bundan sonrasında tek hayali, üniversiteyi bitirmek ve çalıştığı zincir markette üst pozisyonlara çıkmaktı. Ancak tam bu süreçte bugünkü işinin farkında olmadan temellerini atacak bir şeyi fark etti. Çalıştığı marketin raflarındaki bir ürün, onun bütün hayatının değişmesinin bir anlamda sebebi oldu. Kendi memleketinde YaseminEkrandaSarı Altın olarak bilinen kuru incirin market rafında işlenmiş ve paketlenmiş halini gören Korkut, iş fikrinin doğuşunu, “Bizim yörenin kuru inciri o kadar kıymetli o kadar temiz ki aslında hiç işlenmesine ve kimyasal kullanılmasına gerek bile olmaz. Bunu bildiğim için, incirimizi doğal haliyle insanların yemesini nasıl sağlayabileceğimi düşünmeye başladım. Sonunda da memleketime dönerek kendi incirimize sahip çıkmaya ve hiçbir işlem uygulamadan bu ürünleri ilk elden alıcısına ulaştırmaya karar verdim” diyerek anlatıyor.

Evin parasıyla soğuk hava deposu kurdu, traktör aldı

Bu kararıyla birlikte önüne altın değerindeki Aydın incirini tüm dünyaya tanıtma hedefini koyan Yasemin Korkut, bu hedefe ulaşmak için 2009 yılında memleketi olan Aydın topraklarına geri döndü. Hiçbir sermaye birikimi yoktu ve her şeye sıfırdan başlaması gerekiyordu. Geleneksel yöntemlerle üretilen ve saklanan incirin kimyasal kullanılmadan sağlıklı bir şekilde uzun süreli muhafaza edilmesini sağlamanın, ilk çözmesi gereken sorun olduğunu fark etti. “Kuru incir doğası gereği ilaçlanmazsa kurtlanmaya en müsait meyvedir. Soğuk ortamda ya da soğuk dondurucularda muhafaza edilmesi gerekir. Tonlarca kuru inciri nasıl muhafaza edeceğiz? Bunun için tek çare soğuk hava deposuydu ve bizim bölgemizde, yakın çevremizde böyle bir depo maalesef yoktu” diyen Korkut, bu depoyu yapabilmek için tek sermayesi olan Antalya’daki evini sattı. Evin parasının bir kısmı ile bölgede bir ilk olan soğuk hava deposunu kurdu, paranın kalan kısmı ile de kendisine toprağı işlemek için traktör aldı. Traktörün kasasını almaya parası yetmedi. Ürünü muhafaza yöntemini çözdükten sonra sıra ürünü nasıl pazarlayacağına geldi. Çok profesyonelce olmasa da ürünlerin resimlerini fotoğraflayarak sosyal medyada gece gündüz tanıtım çalışmaları yaptı. Korkut’un bu çabaları sonuç verdi ve bölgeye ilk sevkiyat taşıma aracının girmesini sağladı. “O dönemde bana kimse inanmadı. ‘Kargoyla incir mi gönderilir, kim alır, hiç akıl yok mu sende?’ diye birçok akıl veren oldu. Ama ben hepsine kulağımı tıkadım. Kimseyi duymadan inandığım yolda yürümeye devam ettim” diyen Yasemin Korkut, 3 kg kuru inciri kargoya vererek ürün satışına başlamış oldu.

‘Olur mu?’ diyenlere inat, Korkut Gıda’yı kurdu

Yasemin Korkut için küçük bir kasabada bir kadın olarak sıfırdan başlamak çok zor ve cesaret işiydi. Kendisine ve ürününe olan inançla çıktığı bu yolda başarılı oldu. Zamanla kasabada yarattığı istihdamla aslında bir kadının istedikten sonra başarabileceğinin ve bir kadının gücünün ispatı oldu. Korkut, satışa ilk olarak kendi has ürünleriyle başladı. Aydın’da 2009-2015 yılına kadar tüm kazancını işini kurmak ve büyütmek için harcadı. Tesisin inşaatını kendi imkanlarıyla tamamladı. 2015 yılında ise Korkut Gıda’yı kuran Yasemin Korkut, zamanla ürün yelpazesini genişletti. ‘Olur mu?’ diyenlere inat, artık siparişlere yetişemez duruma geldi ve kapasitesi yetersiz gelmeye başladı.

Yeni yatırımlar yapmaya karar veren Korkut, 2017 yılında ise Tarım ve Orman Bakanlığı, KOSGEB ve İŞKUR’un birlikte yürüttüğü ‘Kırsal Alanda Kadın Girişimciliğini Güçlendirme Eğitim Programı’na katıldı. Kadın çiftçilerin katıldığı bu eğitimde ‘Sağlıklı Kalpler’ adıyla sunduğu proje derece aldı. Projesini hayata geçiren Yasemin Korkut, 2019 yılında Anadolu Gıda olarak meyve ve sebze kurutma tesisini açtı. Kadın çalışanlarıyla birlikte el ele vererek üretmeye devam eden Korkut’un bundan sonraki ilk hedefi artık ihracattı.

“2022 ihracat yılımız olacak dedim ve başardım”

Yasemin Korkut, 2009 yılında küçük bir köyde başlayan girişimcilik hikayesinde verilen tüm emeklerin karşılığını bulduğuna inanıyor. Köyünün eski adı olan “Bilara” ile markalaşıp adını Türkiye’ye duyurmayı başarmış olmanın ise bundan sonraki başarılarına çok büyük itici güç olacağını düşünüyor. İhracatta henüz çok yeni bir firma olduklarını söyleyen Yasemin Korkut, ihracata başlamak için verdiği çabayı şöyle anlatıyor; “Hazırlattığım İngilizce kataloğu, ürün numunelerimi ve kartvizitlerimi yanıma alarak Bilara markasıyla yurtdışı fuarlara katılmaya başladım. İki sırt çantasının bir tanesini sırtıma takıp içine ürün numunelerimi koydum. Kartvizit ve kataloglarımı yerleştirdiğim diğer çantayı da önüme taktım. Tam dört gün ayaklarımı hissetmediğim bir ağrıyla vazgeçmeden fuara katılan tüm firmaları tek tek gezdim ve onlarla tanıştım. Her fuardan farklı coğrafyaların insanlarıyla tanışıp farklı tasarımlar, ambalajlar ve yeni ürün fikirleri ile dolu dolu memleketime döndüm.”

YaseminKadınlarlaİlk olarak Almanya daha sonra Dubai ve Kanada olmak üzere üç ülkeye ihracat yaptıklarını dile getiren Korkut, gelecek planlarını “2022 yılında ihracat yapacağımızı önceden söyledim ve bunu başardım. Geçen yıl ihracat rakamımız 3 milyon dolar oldu. İlk tanışma sevkiyatımızın ardından bu yıl sadece Kanada ile 1 milyon doların üzerinde bir sipariş için görüşmeler yapmaktayız. Yeni ülkeler ile tanışmak için şu an yurtdışı pazar projesini tamamladım ve kadın girişimciliğini destekleyen KOSGEB’e sundum” şeklinde anlatıyor.

2024’teki kurutma yatırımıyla ihracatını artırmayı hedefliyor

Yasemin Korkut’un gelecek yıl için ise hedefleri büyük. 2024’e yönelik farklı bir tekniği hayata geçirmek için bütçesi yüksek bir yatırım projesinin çalışmalarına başlayan Korkut, katıldığı yurtdışı fuarlarında talep edilen farklı bir kurutma tekniğini bölgede ilk kez gerçekleştirmeyi planlıyor. Yatırım projesinin bütçesinin 28 milyon TL olduğunu açıklayan Korkut, “Bu yatırımı gerçekleştirdiğim taktirde ihracat rakamlarımız tahminlerimizin çok üzerine çıkacak” diye konuşuyor.

Yasemin Korkut’a göre ihracatta başarının sırrı, sağlam adımlarla istikrarlı bir şekilde ilerlemek. İhracata yeni adım atacak gençlere ve kadın girişimcilere ‘İnanmak başarmanın yarısıdır’ sözünü hatırlatan Korkut, “Bunun için yeterince emek verdiğinizde, ‘ben hazırım artık yapabilirim’ dediğinizde, ihracata hazır olduğunuzu hissettiğinizde bunu sakın ertelemeyin” tavsiyesinde bulunuyor.

“Benden ilham alan birçok kadın kendi kazancını sağlıyor”

Yasemin Korkut, Türkiye’de birçok başarıya imza atmış her sahada gücünü göstermiş kadınların olduğunu görmekten çok mutlu ve gururlu. Gelecekten de umutlu olan Korkut, önümüzdeki yıllarda kadın girişimcilerin ihracatta sayısının kat kat artacağına inanıyor. Kadının emeğini ve gücünü göstermiş bir kadın girişimci olarak büyümek ve gelişmek istediğini söyleyen Korkut, sözlerini şöyle sürdürüyor; “Kadının elinin değdiği her yer çiçek bahçesidir. Bu noktada biz kadınlara köstek değil, destek olunsun. İşe başlamaya karar verdiğim andan itibaren bana kimse inanmadı, başarabileceğime kimse ihtimal vermedi. Ama ben kendime inandım ve şehirden köyüme dönerek kırsal alanda bir istihdam yarattım.”