Başarılarını iki nedene bağlayan DeFacto Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdürü Barış Sönmez, bunlardan birinin yenilikçi ve erişilebilir moda anlayışı, diğerinin ise müşterilerini odaklarına almak olduğunu belirterek, “Bugün artık sadece bir moda perakendecisi değil, teknolojiyle modayı buluşturduğumuz yenilikçi çözümlerle yüzlerce iş ortağımızla birlikte milyonlarca müşterimizin hayatına değer katan, global bir teknoloji ve moda şirketi haline geldik” diyor.
Türk modasına taze bir bakış açısı getirmek için 2004 yılında yola çıkan DeFacto, bugün 100 ülkedeki satış ağıyla planlarını, dijitalleşen dünyanın hızına ayak uydurmanın ötesinde, bu değişimin öncüsü olma hedefi üzerine kuruyor. Bu nedenle yenilikçi ve müşteri deneyiminde fark yaratan çözümler sunacak pazarlama stratejilerine odaklanan DeFacto, son dönemde stratejisinin bir parçası olarak farklı karakterlere sahip markalarla gerçekleştirdiği iş birlikleriyle de müşterilerine yeni tarzlar sunmayı amaçlıyor.
DeFacto Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdürü Barış Sönmez, DeFacto olarak değişimin öncüsü olma hedefiyle bağlantılı şekilde yeni trend pazarlama stratejileri ve müşteri deneyimini iyileştirici çalışmalar yaptıklarını söyleyerek, “Müşterilerimizle olan ilişkimizi sadece bir alışveriş deneyimiyle sınırlı tutmuyor; onlara değer katan ve hayatlarına dokunan bir marka olmayı amaçlıyoruz. Kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi için, müşterilerimizin alışveriş tercihlerini, geçmiş satın alımlarını ve ilgi alanlarını analiz ederek onlara özel öneriler sunuyoruz. Böylece, her bir müşterimiz kendini özel ve anlaşılmış hissederken, alışveriş süreçleri daha keyifli hale geliyor. Veri odaklı yaklaşımlarımız sayesinde müşteri memnuniyetini artırmanın yanı sıra daha hedefli ve verimli pazarlama kampanyaları oluşturabiliyoruz” diye konuşuyor.
Yaklaşık 100 ülkede 500’den fazla mağazaya sahip oldukları küresel pazardaki stratejilerine ise zorlukları fırsata çevirerek yeni kazanımlar elde etme düşüncesiyle yön verdiklerini söyleyen Barış Sönmez, inovasyon ve yaratıcılık alanında yaptıkları çalışmalar ile büyüme konusundaki hedeflerini şöyle aktarıyor;
“Yerel pazarlara yönelik stratejiler geliştiriyoruz”
DeFacto’nun hikayesi, Türkiye’den dünya çapında bir moda markası çıkarma hedefiyle başladı. Bugün artık sadece bir moda perakendecisi değil teknolojiyle modayı buluşturduğumuz yenilikçi çözümlerle yüzlerce iş ortağımızla birlikte, milyonlarca müşterimizin hayatına değer katan global bir teknoloji ve moda şirketi haline geldik.
Başarımızın iki önemli nedeni var. Biri yenilikçi ve erişilebilir moda anlayışımız diğeri ise her faaliyetimizde müşterilerimizi odağımıza almamız. Farklı kategorilerde tüm aile fertlerinin ihtiyacına özel yaklaşımla çözüm üretip kendilerini iyi hissetmeleri sağlamaya çalışıyoruz. İkinci olarak ise omni-channel stratejimizle hem fiziksel mağazalarımızda hem online platformlarımızda kusursuz bir alışveriş deneyimi sunarak müşterilerimizin hayatını kolaylaştırmak en önemli önceliğimiz.
Türkiye dışında ilk mağazamızı Kazakistan’da 2012 yılında açtık ve o günden bugüne geldiğimiz noktada yaklaşık 100 ülkede, 500’den fazla mağazamız ve online operasyonlarımızla milyonlarca müşteriye hizmet sunuyoruz. Küresel pazarda rekabet, yerel pazarlara uyum sağlama ve kültürel farklılıklarla başa çıkma zorluklarını beraberinde getiriyor. Bu zorlukları aşmak için yerel pazarlara yönelik stratejiler geliştiriyor, esnek ve uyumlu bir yapıda hareket ediyoruz. Böylece biz de zorlukları fırsata çevirerek yeni kazanımlar elde ediyoruz.
Örneğin küresel pazarda rekabet ederken karşılaştığımız en büyük zorluklardan biri, geniş operasyon alanımızın getirdiği lojistik ve tedarik zinciri yönetimi oldu. DeFacto olarak doğru mağazaya doğru ürünü en hızlı ve verimli şekilde ulaştırmak için güçlü bir lojistik altyapısına ihtiyaç duyduğumuzu fark ettik. Bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz son teknoloji ürünü “ASRS Depo” ile lojistik operasyonlarımızı daha etkin hale getirdik. Bu hamlemizin de getirisi olarak lojistik operasyonlarımızı kendi içimizde yönetiyoruz. Operasyonlarımızı Tekirdağ Çerkezköy’de 100 bin metrekarelik arsa üzerinde bulunan 50 bin metrekarelik kapalı alanda gerçekleştiriyoruz. Ayrıca MENA, Balkanlar ve CIS bölgelerinde bulunan 13 dağıtım merkezimizle global ölçekte operasyonlarımızı başarıyla yönetiyoruz. Markamızın teknolojiye ve altyapıya yaptığı bu yatırım, emin adımlarla büyümemizde büyük rol oynadı.
“Üretken yapay zeka ve veri analitiğini pazarlamanın merkezine koyduk”
DeFacto olarak değişimin öncüsü olma hedeflimizle bağlantılı şekilde, yeni trend pazarlama stratejileri ve müşteri deneyimini iyileştirici çalışmalar yapıyoruz. Pazarlama stratejilerimizde yenilikçiliği esas alarak, müşteri deneyiminde fark yaratan çözümler sunmaya odaklanıyoruz. Müşterilerimizle olan ilişkimizi sadece bir alışveriş deneyimiyle sınırlı tutmuyor; onlara değer katan ve hayatlarına do kunan bir marka olmayı amaçlıyoruz.
Bu doğrultuda, üretken yapay zeka ve veri analitiğini pazarlama süreçlerimizin merkezine koyduk. Kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi için, müşterilerimizin alışveriş tercihlerini, geçmiş satın alımlarını ve ilgi alanlarını analiz ederek onlara özel öneriler sunuyoruz. Böylece, her bir müşterimiz kendini özel ve anlaşılmış hissederken, alışveriş süreçleri daha keyifli hale geliyor. Veri odaklı yaklaşımlarımız sayesinde müşteri memnuniyetini artırmanın yanı sıra, daha hedefli ve verimli pazarlama kampanyaları oluşturabiliyoruz.
Ayrıca, omni-channel bir müşteri deneyimi sunarak, fiziksel ve dijital platformlarımız arasında sürtünmesiz bir geçiş sağlıyoruz. Müşterilerimiz, mağazalarımızdan, web sitemizden veya mobil uygulamamızdan aynı deneyimi yaşayarak alışveriş yapabiliyor. Sunduğumuz “Mağazada Beğen Evine Gelsin”, “Online’dan Sipariş Ver Mağazadan Al”, “Mağazada Online Öde” gibi çözümler ve kanal bağımsız değişim iade süreçleriyle, dijital dünyanın hızını fiziki mağazalarımızın güveni ve samimiyetiyle birleştiriyoruz.
Son dönemde sıklaştırdığımız, farklı karakterlere sahip markalarla gerçekleştirdiğimiz iş birlikleri de stratejimizin bir parçası. İş birliklerimizi markamızın renkli dünyasına katılan yeni renk tonları gibi düşünebiliriz; her seferinde daha zengin ve çeşitli bir dünyayı müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz. Burada özellikle müşterilerimize yeni tarzlar sunabilmek ve onları deneyimlemelerine olanak sağlamayı bir görev olarak görüyoruz. Bugün yaklaşık 17 milyonluk bir üye rakamına ulaşan DeFacto Gift Club platformumuz, tüm kesimlerin ihtiyaçlarını karşılamalarına destek olabildiğimizin somut bir kanıtı.
“Tüm stratejimizin odağında sürdürülebilir büyüme var”

DeFacto için holistik başarı, finansal hedeflerin ötesinde; çevresel sürdürülebilirlik, toplumsal fayda, çalışan memnuniyeti, ekosistemimizin gelişimi ve müşteri bağlılığı gibi tüm bileşenlerin bir arada uyum içinde olması anlamına geliyor. Biz bu başarıyı, markamızı uzun vadede güçlü kılacak, toplum ve çevre üzerinde kalıcı pozitif etki yaratacak bir vizyonla tanımlıyoruz.
DeFacto olarak, finansal büyümemizi sağlam bir zeminde sürdürebilir kılmak asıl hedefimiz... Yatırımlarımızı, sürdürülebilir modaya ve teknolojik yeniliklere öncelik vererek yönlendiriyoruz. Finansal hedeflerimizi gerçekleştirirken, çevresel ve toplumsal etkilerimizi de göz önünde bulunduruyor, sürdürülebilir büyümeyi tüm stratejimizin odağına alıyoruz. Çevreye olan sorumluluğumuz kapsamında enerji ve su tasarrufu sağlayan üretim süreçlerine, geri dönüştürülebilir ve çevre dostu malzemelere yatırım yapıyoruz. Karbon ayak izimizi azaltmak ve çevreye daha az zarar vermek adına yenilikçi çözümler geliştiriyoruz.
Çalışanlarımızın mutluluğu, müşterilerimize sunduğumuz hizmet kalitesine de doğrudan yansıyor ki bu bizim için çok önemli çünkü müşteri memnuniyetini holistik başarı anlayışımızın merkezine yerleştiriyoruz. Müşterilerimize değer katan, onların yaşamlarına dokunan bir alışveriş deneyimi sunmayı hedefliyoruz. Yenilikçi pazarlama stratejilerimiz, omni-channel çözümlerimiz ve kişiselleştirilmiş hizmetlerimiz ile müşteri bağlılığını artırıyoruz. Müşterilerimizin geri bildirimlerini dinliyor, onların beklentilerine hızlı bir şekilde yanıt veriyoruz.
DeFacto’nun holistik başarısının sırrı, bu bileşenlerin uyum içinde dengelenmesinden geliyor. Bu dengeli yaklaşım sayesinde, sadece bir moda markası değil; çevreye, topluma ve çalışanlarına değer veren, onların yaşamlarını iyileştiren bir marka olmayı sürdürüyoruz.
“Kadınlara pozitif ayrımcılık yapmıyoruz, çünkü buna ihtiyaçları yok”
Holistik başarı ve sürdürülebilir büyümenin ancak yetkin ve iyi bir ekiple yapılabileceği inancındayız. Kısa sürede ulaştığımız başarıların ardında, 13 bin kişilik DeFacto ailesi yer alıyor. Bu rakamın yaklaşık yüzde 60’ını ise kadın çalışanlarımız oluşturuyor. Kadın çalışanların yüzdesinin yüksek olmasının tek sebebi, kadın çalışanlarımızın başarısı... Özellikle bunu belirtiyorum, çünkü uzunca bir süredir kadınlara pozitif ayrımcılık yapmıyoruz. Çünkü gerçekten buna ihtiyaçları olduğunu düşünmüyoruz, her pozisyonda başarılarıyla bunu bize kanıtladılar. Çalışma arkadaşlarımızı kadın veya erkek olarak değil; yetkinlikleri, öğrenme istekleri, bilgi birikimleri ve tutkuları doğrultusunda değerlendiriyoruz.
“Türkiye’nin En Mutlu İşyerleri’ içindeyiz”

Çalışan gelişimini desteklemek amacıyla, DeFacto Akademi bünyesinde liderlik eğitimlerinden teknik eğitimlere, dijital yetkinliklerin artırılmasından problem çözme ve inovasyon eğitimlerine kadar geniş bir yelpazede programlar sunuyoruz. Eğitimlerin etkinliğini, performans değerlendirmeleri ve çalışan geri bildirimlerini de aldığımız değerlendirme anketleri aracılığıyla ölçüyoruz. Ayrıca, ihtiyaç duyulan alanlara göre programlarımızı güncelliyor ve geliştirme süreçlerimizi dinamik tutuyoruz. Bu yaklaşım ve çalışmalarımızın başarılı bir sonucu olarak, Happy Place to Work tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin En Mutlu İşyerleri’ araştırması kapsamında, çalışanlarımızın verdiği oylar ve kapsamlı bir insan kaynakları değerlendirmesi sonucunda giyim sektöründe en yüksek puanı iki yıl üst üste elde ettik. Bu başarı bizlere doğru yolda olduğumuzu gösteriyor ve daha fazlasını yapma konusunda cesaretlendiriyor.
Tüm çalışanlarımıza eşit eğitim, kendini geliştirme ve yükselme ortamı sağlıyoruz. Bu bakış açısıyla, kadın çalışanlarımız yönetim kadrolarında da ciddi bir pay alıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda pek çok uygulamamız var. İnsan kaynakları uygulamalarında pek çok ilke imza attığımız “Mutlu Kadın Hareketi” projemizle kadın çalışanlarımızın iş-yaşam dengesini destekliyor, yöneticilik pozisyonlarında kadınların daha fazla yer alması için teşvik edici politikalar uyguluyoruz. Bu proje kapsamında kadın çalışanlarımıza doğum ve doğum sonrası izin ve teşviklerden, sadece kadınlardan oluşan Yönetici Yetiştirme Gruplarına kadar çok çeşitli hak ve ayrıcalıklar sunuyoruz. Mutlu Kadın Hareketi projemizin New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Kadın Örgütü ve BM Küresel İlkeler Sözleşmesi Örgütü’nün ortak girişimi olan WEPs’in Kadının Güçlenmesi Prensipleri toplantısında örnek proje olarak gösterilmesi de bizleri ayrıca gururlandırdı.
Ayrıca kadınların iş hayatına katılımını arttırmak üzere oluşturulan Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ni 2015 yılında imzalayan Türkiye’nin ilk perakende şirketiyiz. Birleşmiş Milletler çatısı altında cinsiyet eşitliğinin sağlanması, tüm kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesi hedefiyle; UN Women, UN Global Compact ve UN ECOSOC tarafından yürütülen Kadının Statüsü Komisyonu etkinliklerine 2017 yılından bu yana katılım sağlıyoruz. Yalnızca şirketimizde değil, sektörümüz, ülkemiz ve dünya çapında kadınların iş yaşamındaki varlığını ve başarılarını desteklemeye kararlılıkla devam edeceğiz.
“Hedefimiz; 2027’ye kadar koleksiyonlarımızın yarısında sürdürülebilir ürün bulundurmak”
DeFacto olarak sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerimize entegre etmiş durumdayız, çünkü kuruluş felsefemizin temelinde sürdürülebilirlik yer alıyor. DeFacto; ekosisteme duyarlı üretim yapmak, dünyayı ve doğal kaynakları korumak, insana değer katmak, toplumsal konulara duyarlı olmak ve şeffaf bir duruş sergilemek felsefesiyle kuruldu. Bu felsefeyi ‘Doğadan İlham Alıyoruz’ mottosuyla; tasarımdan üretime hammaddeden paketlemeye kadar her aşamaya yansıtıyoruz.
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni Türk hazır giyim ve moda sektöründe ilk imzalayan iki markadan biriyiz. Bu sözleşmenin imzacısı olmak, sürdürülebilirlik hedeflerimizi gerçekleştirmeye yönelik önemli bir taahhüt. Bu taahhüttü yerine getirmek için, su ve enerji tasarrufu sağlayan üretim süreçlerinden geri dönüştürülmüş malzemelerle üretilen koleksiyonlarımıza kadar pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Son 10 yıldır yayınladığımız sürdürülebilirlik raporlarımızı 2023 yılında ilk kez entegre rapora dönüştürerek; var olan ve kullandığımız kaynaklarla tüm paydaşlarımız adına yarattığımız değeri kamuoyu ile de paylaştık. Bu rapor, geleceğe yönelik stratejilerimizi içermesi açısından da önem taşıyor. 2030 yılına kadar hazır giyim koleksiyonlarımızın %90’ını sürdürülebilir bir şekilde tedarik etmeyi hedefliyoruz. Diğer bir hedefimiz 2027 yılına kadar koleksiyonlarımızda %50 oranında sürdürülebilir ürün bulundurmak...


