Dijital platformlarını geliştirerek elde ettikleri müşteri geri bildirimleriyle ürün geliştirme ve iyileştirmeleri yaptıklarını belirten Flokser Kimya Genel Müdürü Ekin Tükek, bu şekilde müşterileri ile markaları arasındaki bağı güçlendirdiklerini söylüyor.
Türkiye ve komşu ülkelerin ihtiyaç duyduğu poliüretan ham madde talebini karşılama amacıyla 2006 yılında üretime başlayan Flokser Kimya, bugün Türkiye’nin yanı sıra 50’den fazla ülkeye yaptığı ihracatla Avrupa ordularının ayakkabı ve terlik sistemlerinin önemli bir tedarikçisi haline geldi. Ekibindeki yerli mühendislerle birlikte geliştirdiği inovatif kimya teknolojileri ve polimer sistemlerle Türkiye ve dünyada önemli başarılara imza atan şirket, dijitalleşmeyi ve veri odaklı yaklaşımlara odaklanarak pazarlamasına yön veriyor.
Savunma sanayine özel balistik polimer sistemleri ve özel ArGe hizmetleri geliştiren Flokser Kimya’nın kendi alanında artık bir marka haline geldiğini dile getiren Flokser Kimya Genel Müdürü Ekin Tükek, iç ve dış pazardaki konumlarını güçlendirmek için ürün geliştirme yatırımlarına ağırlık verdiklerini belirterek, “Flokser Kimya, poliüretan sektöründeki ilk devlet destekli Ar-Ge Merkezi’ne sahip. Pazarı giderek büyüyen ve ithal edilen EVA’ya muadil bir poliüretan üretmeyi başaran Flokser Kimya, dışa bağımlılığın azaltılmasına katkıda bulunuyor. Bu şekilde yenilikçi ürün geliştirme süreçlerimiz sayesinde müşterilerimize sürdürülebilir, kaliteli ve yenilikçi çözümler sunuyoruz. Bu yaklaşımlar, müşteri memnuniyetini artırırken, uzun vadeli iş ortaklıkları kurmamızı ve markamıza olan bağlılığı güçlendirmemizi sağlıyor” diyor.
İç pazarın yanı sıra yurtdışı pazarlarda ise yaşadıkları zorlukları aşmak için dijitalleşme ve teknoloji kullanımıyla üretim ve operasyon süreçlerini daha verimli hale getirdiklerini, farklı pazarlardaki düzenlemeleri yakından takip ederek, uluslararası standartlara uyum sağladıklarını vurgulayan Ekin Tükek, geliştirdikleri pazarlama stratejileri ve ürünler hakkında şunları aktarıyor;
“Dijital pazarlama stratejimizi geliştiriyoruz”
Flokser Kimya olarak bugün üretmekte olduğumuz çeşitli ürün grupları ile birçok alanda faaliyet göstermeye devam ediyoruz. İnşaat, terlik ve taban, mobilya, otomotiv, yapıştırıcı, beyaz eşya, izolasyon sektörlerine poliüretan, poliüre, polyester ürünleri sunuyoruz. Sektörümüzün ilk Ar-Ge Merkezi’ne sahibiz. Multidisipliner çalışma kabiliyeti ve proses bilgisiyle savunma sanayine özel balistik polimer sistemleri ve özel Ar-Ge hizmetleri geliştiriyoruz.
Tüm bunları yaparken de Flokser Kimya olarak, yeni trend pazarlama stratejilerini ve müşteri deneyimini iyileştirmek adına dijitalleşmeyi ve veri odaklı yaklaşımları önceliklendiriyoruz. Dijital pazarlama stratejilerimizi güçlendirerek sosyal medya, hedefli reklamlar gibi kanalları daha etkili kullanıyoruz. Ayrıca, dijital platformlarımızı geliştirerek müşteri geri bildirimlerini hızlı ve etkin bir şekilde topluyor ve bu verileri ürün iyileştirmelerinde kullanıyoruz.
İnovatif çözümlerimiz, müşteri memnuniyetine büyük katkı sağlıyor. Online sipariş ve tahsilat sistemi, hızlı teslimat sistemleri ile müşterilerimizin ihtiyacına uygun bir deneyim sunuyoruz. Yenilikçi ürün geliştirme süreçlerimiz sayesinde müşterilerimize sürdürülebilir, kaliteli ve yenilikçi çözümler sunuyoruz. Bu yaklaşımlar, müşteri memnuniyetini artırırken, uzun vadeli iş ortaklıkları kurmamızı ve markamıza olan bağlılığı güçlendirmemizi sağlıyor.
“Küresel rekabet için yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlere odaklandık”
Küresel pazarda rekabet ederken karşılaştığınız bazı zorluklar oluyor. Özellikle küresel pazarda yüksek rekabet, tedarik zinciri kesintileri, döviz dalgalanmaları ve yerel yasal düzenlemelere uyum gibi zorluklarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu zorlukları aşmak için öncelikle Ar-Ge ve inovasyona odaklanarak, ürünlerimizi yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerle geliştiriyoruz. Tedarik zincirimizi esnekleştirerek ve alternatif kaynaklarla çalışarak, olası kesintilere karşı hazırlıklı oluyoruz. Dijitalleşme ve teknoloji kullanımıyla üretim ve operasyon süreçlerimizi daha verimli hale getiriyoruz. Farklı pazarlardaki düzenlemeleri yakından takip ederek, uluslararası standartlara uyum sağlıyor ve global müşterilerimize hızlı hizmet sunuyoruz. Bu stratejiler sayesinde Flokser Kimya olarak, bayi ve distribütör kanalları aracılığıyla Avrupa, Afrika, Orta Doğu, Rusya başta olmak üzere 50’den fazla ülkeye ihracat yapıyor ve global pazarda güçlü bir konum elde ediyoruz.
Şirket olarak yeni ürünler ile farklılaşmaya çalışırken bir taraftan da yönümüzü Avrupa ve Amerika pazarına çevirdik. Avrupa’da milyonlarca askerin çizme, bot, sandalet ve terlik gibi ihtiyaçları için açılan ihalede, antifungal ve antibakteriyel özelliklere sahip taban teknolojilerinin hammadde sağlayıcısı olduk. Flokser Kimya hammaddeleriyle üretilen ürünlerde herhangi bir mantar/ bakteri oluşmuyor ve çoğalmasının önüne geçiliyor. Şu anda toplam satışlarımızın yüzde 30’unu ihracat oluşturuyor.
“Ar-Ge merkezimizle dışa bağımlılığı azaltıyoruz”
Flokser Kimya kendi içinde inovasyon ve yaratıcılığı teşvik etmek için önemli yatırımlar yaptı. Bunun başında da Ar-Ge Merkezi geliyor. Poliüretan sektöründeki ilk devlet destekli Ar-Ge Merkezi’ne sahibiz. Pazarı giderek büyüyen ve ithal edilen EVA’ya muadil bir poliüretan üretmeyi başaran Flokser Kimya, dışa bağımlılığın azaltılmasına katkıda bulunuyor. EVA’ya muadil bu ürünlerin iş güvenliği ayakkabılarında kullanılması hedefleniyor.
Aynı zamanda uzman Ar-Ge ekibimizin yürüttüğü savunma sanayisindeki çalışmalarımızla sektörümüzde fark yaratıyoruz. Geliştirdiğimiz polimer sistemler, yapıları olası bir saldırı ve afet durumuna karşı daha dayanıklı hale getiriyor. Yapının üzerine sprey olarak uygulanabilen bu polimerler, sandviç bir yapıda plastik ve metallerle bir araya gelerek, hafif ama dayanıklı kompozit zırh sistemleri de oluşturabiliyor.
“Hedefimiz, 2050 yılında net karbon ayak izimizi sıfırlamak”
Bizim için yenilikçi ürünler üretmek kadar sürdürülebilirliğe de katkı sağlamak çok önemli. Şirketimizde sürdürülebilirliğin önemini daha iyi göstermek ve hedeflerimize daha fazla odaklanabilmek için sürdürebilirlik departmanını kurduk. Burada Birleşmiş Milletler Sürdürülebilirlik Hedefleri doğrultusunda şirket hedeflerimizi ve yol haritalarımızı belirledik. “Birlikte Geleceğe” mottosunda aslında geleceğimizi düşünerek hareket etmek ve misyonumuz doğrultusunda varlığımızı sürdürmek var.
Ar-Ge çalışmalarımız da bu doğrultuda şekilleniyor. Özellikle Türkiye’de buzdolabından izolasyona kadar bizim “sert köpük” diye tabir ettiğimiz ürünlerin üretimi sırasında ciddi bir atık ortaya çıkıyor. Hem geri dönüşümden kaynaklı hem üretimden kaynaklı. Bunların da bir şekilde bertaraf edilmesi gerekiyor. Bu yan ürünlerin ürüne dönüştürülmesi noktasında başka firmalarla gerçekleştirdiğimiz projeler hali hazırda mevcut. Burada geri dönüşüm atıklarının bir dolgu maddesi veya katkı maddesi olarak yeniden üretilmesine odaklanmıyor aksine kimyasal bir yolla tekrar ham maddeye dönüştürülmesini hedefliyoruz. Benzer projeleri ayakkabı sektörü için de yapıyoruz.
Aynı zamanda çağın en önemli problemi olan küresel ısınma gibi evrensel sorunları da gündemimize alıyoruz. Bu yüzden öncelikli hedefimiz ve projelerimiz düşük karbon ayak izi değerine sahip ürünler üretmek ve 2050 yılında net karbon ayak izimizi sıfırlamak. Bu konuyla ilgili, emisyon değerlerimizi arıtacak sistemler, enerji tasarrufu sağlayacak ve yenilenebilir enerjiye döneceğimiz projelerimiz bulunuyor.
Sürdürülebilirlik için insan kaynakları için de dijital adımlar atmaya çalışıyoruz. Bordro süreçlerimizi dijitale taşıdık. Bordro süreçlerimizde artık kağıt kullanımı tamamen ortadan kalktı. Tüm çalışanlarımız, maaş bordrolarına hızlı ve güvenli bir şekilde dijital ortamdan erişebiliyor. Bu sayede kağıt kullanımını minimuma indirerek, doğaya olan karbon ayak izimizi küçültüyoruz. Bordrolarınıza istediğiniz yerden, istediğiniz zaman dijital platformlar üzerinden güvenli bir şekilde erişim sağlayabiliyoruz. Sürdürülebilir ve çevre süreçlerimiz için çalışmalarımız devam ediyor. Burada “Sıfır Atık Belgesi” aldık.
“Sosyal sorumluk projelerinde odağımız, özellikle kız çocukları”
Çevresel sürdürülebilirlik gibi toplumsal sürdürülebilirlik için de çabalarımız var. Bu çabalarımız için şirketimizde pozitif ayrımcılık veya cinsiyet eşitliği yerine fırsat eşitliğini ön plana çıkarıyoruz. Flokser Kimya olarak 150 kişiye istihdam sağlıyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın yüzde 20’sini kadınlar oluşturuyor. Flokser Kimya’da cinsiyet üzerinden bir değerlendirme ima bile edilemez. Biz kendimizi eşit koşullarda çalışan, bir hedefi, vizyonu gerçekleştirmek için bir araya gelmiş, aynı etik değerler etrafında toplanmış ve beraber çalışmaktan keyif alan insanlar olarak görüyoruz.
Şirket olarak tüm adaylara ve çalışma arkadaşlarımıza fırsat eşitliği sunuyoruz. Bu sayede icra kurulundaki kadın yönetici oranımız yüzde 57. Özellikle anne olan kadın çalışanları hibrid çalışma sistemleri ile destekliyor, doğum sürecinin iş hayatlarını olumsuz etkilememesini sağlıyoruz. İzin sonrası ise kendilerini rahat hissedecekleri emzirme odası, dinlenme odası, eğitim destekleri gibi olanaklar sağlayarak işe dönüş süreçlerini rahatlatmaya çalışıyoruz. Sosyal sorumluk projelerinde odağımız çocuklar, özellikle kız çocukları. Dezavantajlı konumda olan çocukların eğitimlerine katkı sunan projelerde yer alıyor, burs programımızla yıllardır burs veriyoruz. Şirket içinde şirket psikoloğumuzla eğitim programları düzenliyoruz.
“Çalışanlarımızı iç eğitimlerle destekliyoruz”
Gelişim için eğitimin önem arz ettiğinin bilincindeyiz. Bu nedenle çalışma arkadaşlarımızı düzenlediğimiz iç eğitimlerle destekliyoruz. Çalışanlarımıza ve aramıza yeni katılan çalışma arkadaşlarımıza, şirketin hedef ve politikaları doğrultusunda kişisel gelişimlerini ve mesleki kariyerlerini planlayabilecekleri mesleki ve kişisel gelişim eğitimleri ve liderlik gelişim programları sunuyoruz. “Flokser Kimya Akademi” bünyesinde öğrenme ve gelişim araçlarımız; liderlik gelişim programları, satış ekibi gelişim programları, koçluk ve mentorluk, konferans ve zirveler, teknik eğitimler, online eğitim programları farkındalık eğitimleri (iş güvenliği, acil durum yönetimi, çevre) ve kişisel gelişim eğitimlerinden oluşuyor. Eğitim sonrası takip toplantıları veya sınavlarla etkinliğini ölçüp takip ediyoruz.
