Yurt içi ve yurt dışı pazarlarda büyürken en çok inovasyon ve yaratıcılıktan güç aldıklarını belirten Abdi İbrahim İnsan Kaynakları, Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Dr. Oğuzcan Bülbül, “Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımızda, ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet avantajı sağlayacak, yüksek teknoloji gerektiren katma değeri yüksek ürünler geliştirmeyi hedefliyoruz” diyor.
Temelleri Eczacı Abdi İbrahim Bey tarafından 1912’de İstanbul’un Küçükmustafapaşa semtindeki bir eczanede atılan Abdi İbrahim, yüzde 100 yerli sermayeli 112 yıllık bir ilaç şirketi olarak bugün odağına yenilikçi ürünleri alarak büyümesini sürdürüyor. Geliştirdiği ürünlerle sektördeki yerlileşme çalışmalarına destek olurken, bir yandan da yabancı firmalarla yurt dışı pazarlarında ortaklıklara imza atan şirket, rakiplerinden ayrışan ürünler ve iş modelleri oluşturmayı amaçlıyor.
İnovasyon ve yaratıcılığı desteklemek için sektöre öncülük edecek projeleri hayata geçirmeye odaklandıklarını dile getiren Abdi İbrahim İnsan Kaynakları, Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Dr. Oğuzcan Bülbül, inovasyon çalışmalarının somut çıktıları arasında yerelleşme konusunda elde ettikleri başarıların yer aldığını aktarıyor. Türkiye sağlık sektöründe fark yaratan güçlü bir Ar-Ge altyapısına sahip olduklarını söyleyen Bülbül, “Ar-Ge merkezimizde, büyük çoğunluğu doktora ve yüksek lisans derecesine sahip uzman bir kadro ile ilaç, tıbbi cihaz ve besin destek ürünleri gibi birçok farklı alanda projeler yürütüyoruz. TÜBİTAK destekli 35’in üzerinde projemizi başarıyla tamamlarken, bugüne kadar 280’in üzerinde patent başvurusu gerçekleştirdik. Ayrıca, dünyanın önde gelen biyobenzer geliştiricilerinden biriyle teknoloji transferi anlaşması imzalayarak, sadece ithal edilen bir kanser ilacını Abdi - Bio tesislerimizde üretmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu proje, Türkiye’de biyoteknolojik ürünlerin tamamen yerel kaynaklarla üretilmesi açısından bir ilk niteliğinde olup, 2026’da piyasaya sunulmasını hedefliyoruz” bilgisini veriyor.
“Yeni ortaklıkla ürünlerimizi Körfez pazarlarına sunmayı hedefliyoruz”
Şirketimizin kuruluş hikayesi oldukça anlamlı bir geçmişe dayanıyor. 1. Dünya Savaşı sırasında Sarayburnu’nda kurulan Ordu Sıhhiye Deposu’nun başına getirilen Abdi İbrahim Bey, görevi süresince ilk kez prese idrofil pamuk hazırlamış ve bu pamuklar cephelerde yaralıların pansumanında başarıyla kullanılmış. 112 yıllık köklü geçmişiyle Abdi İbrahim bugün; üretim, ihracat, yabancı yatırım ve yerelleşme gibi faaliyetleriyle katma değer ve istihdam yaratan önemli bir marka konumunda yer alıyor.
Abdi İbrahim sadece Türkiye’de değil küresel pazarlarda da oldukça bilinir ve etkin. Bugün, Türkiye ve Almanya’dan Suudi Arabistan’a kadar geniş bir coğrafyada, 18 ülkede kendi organizasyonel yapımızla faaliyet gösteriyoruz. 2010 yılında Avrupa’da kurduğumuz Abdi Farma ile Almanya, İtalya, Birleşik Krallık, Fransa, Hollanda, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti ve İspanya gibi birçok ülkede ürünlerimizi pazarlıyor ve bu pazardaki konumumuzu Turquality desteği ile daha da güçlendiriyoruz.
Önemli uluslararası iş birliklerimiz arasında, 2012 yılında Japon Otsuka Pharmaceutical ile kurduğumuz yüzde 50 ortaklıkla Türkiye’deki faaliyetlerimizi büyüttüğümüz Abdi İbrahim Otsuka (AİO) yer alıyor. Aynı yıl Kazakistan’ın en büyük ilaç şirketlerinden Global Pharm’ın yüzde 60 hissesini satın alarak Abdi İbrahim Global Pharm’ı kurduk. 2014 yılında ise Cezayir’de Remede Pharma ile yüzde 50 ortaklıkla Abdi İbrahim Remede Pharma’yı faaliyete geçirdik. Bu yatırımlar, Türkiye dışındaki pazarlarda büyüme stratejimizin önemli adımları olarak öne çıkıyor.
2020 yılında ise, ilaç sektörünün öncü ülkesi İsviçre’de kurulu OM Pharma’nın yüzde 28,5 hissesini İsviçreli bir ortak girişim grubuyla birlikte satın aldık ve bu adımla Avrupalı bir ilaç şirketiyle stratejik ortaklık kuran ilk Türk ilaç şirketi olduk. 2024 yılında ise Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin lider şirketlerinden Cigalah Healthcare ile yüzde 50 ortaklıkla Abdi Cigalah Pharma’yı kurarak yenilikçi ürünlerimizi Suudi Arabistan’dan başlayarak Körfez pazarlarına sunmayı hedefliyoruz.
Ayrıca, dünya çapında 30’dan fazla lisansör firma ile uzun yıllara dayanan üretim anlaşmalarımız, ülkemize yabancı sermaye girişinin yanı sıra know-how transferini de destekliyor. Bu iş birlikleri, Abdi İbrahim’in uluslararası pazarlarda sürekli büyümesine katkıda bulunarak, küresel bir ilaç şirketi olma vizyonumuzu gerçekleştirmemize olanak tanıyor.
“Küresel pazardaki farkımız, Ar-Ge ve inovasyon odaklı ürünlerimiz”
“Abdi İbrahim olarak, küresel pazarlarda rekabet ederken karşılaştığımız en önemli zorluklar arasında hızla değişen pazar dinamikleri, regülasyon farklılıkları ve yerel pazarların kendine özgü ihtiyaçları yer alıyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek için kapsamlı bir strateji izliyoruz. Güçlü üretim altyapımız, nitelikli iş gücümüz ve stratejik coğrafi konumumuz, Türk ilaç sektörünün rekabet avantajını artırıyor. Buna ek olarak, Ar-Ge yatırımlarımız ve inovasyon odaklı ürün geliştirme süreçlerimiz de bizi uluslararası alanda farklılaştıran en önemli unsurlardan biri.”
“Odağımızda sektöre öncülük edecek projeler var”
Yurt içi ve yurt dışı pazarlarda büyürken en çok inovasyon ve yaratıcılıktan güç alıyoruz. İnovasyon ve yaratıcılığı desteklemek için stratejik adımlar atıyor, sektörümüze öncülük edecek projeleri hayata geçirmeye odaklanıyoruz. Sağlık sektöründe fark yaratan güçlü bir Ar-Ge altyapısına sahibiz ve en çok Ar-Ge yatırımı yapan şirketler arasında yer alıyoruz. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımızda, ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet avantajı sağlayacak, yüksek teknoloji gerektiren katma değeri yüksek ürünler geliştirmeyi hedefliyoruz.
Tüketici sağlığı alanında, rakiplerden ayrışan ürünler ve iş modelleri oluşturmak için çalışıyoruz. Biyoteknoloji alanında ise, kendi biyoteknolojik ilaçlarımızı üretmek amacıyla yoğun Ar-Ge yatırımları yapıyoruz. Bu kapsamda Ar-Ge vizyonumuzun katkısıyla, sadece şirket içinde değil, yurt içi ve yurt dışındaki bilimsel kuruluşlarla da iş birliği yaparak bilgi transferi sağlıyor ve yenilikçi çözümler geliştiriyoruz. Ar-Ge merkezimizde, büyük çoğunluğu doktora ve yüksek lisans derecesine sahip uzman bir kadro ile ilaç, tıbbi cihaz ve besin destek ürünleri gibi birçok farklı alanda projeler yürütüyoruz. TÜBİTAK destekli 35’in üzerinde projemizi başarıyla tamamlarken, bugüne kadar 280’in üzerinde patent başvurusu gerçekleştirdik.
“Biyoteknolojik ürünlerin yerel kaynaklarla üretilmesi için çalışıyoruz”

Yerelleşme hamlelerimizden bazıları da inovasyon çalışmalarımızın somut çıktıları arasında yer alıyor. Örneğin, 2019- 2021 yılları arasında Türk ilaç pazarına sunduğumuz üç ilk eşdeğer ilaç ve 2018 yılında onkoloji alanındaki ilk biyobenzer ilacımız ile Türkiye’nin sağlık harcamalarında 80 milyon dolar tasarruf sağladık. 2023’te ise, demir eksikliği tedavisinde ithal edilen önemli bir ilacın üretimine başladık. Ayrıca, dünyanın önde gelen biyobenzer geliştiricilerinden biriyle teknoloji transferi anlaşması imzalayarak, sadece ithal edilen bir kanser ilacını AbdiBio tesislerimizde üretmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu proje, Türkiye’de biyoteknolojik ürünlerin tamamen yerel kaynaklarla üretilmesi açısından bir ilk niteliğinde olup, 2026’da piyasaya sunulmasını hedefliyoruz.
Dijital sağlık çözümlerimiz de inovasyon odaklı yaklaşımımızın bir parçası. Bu kapsamda CorPal ile yaptığımız iş birliği sayesinde, uzun dönem takip gerektiren kronik hastalıkları olan bireylerin mental ve fiziksel rehabilitasyon hizmetlerine her yerden erişimini sağlıyoruz. Ayrıca, dijitalleşen dünyanın gerekliliklerine uyum sağlamak için inovasyonu destekleyen girişimcilik programları oluşturuyor, çalışanlarımızı bu dönüşümün bir parçası haline getiriyoruz.
Genç yetenekleri sektöre kazandırmak amacıyla hayata geçirdiğimiz “İlaç Gibi Gelecek: Uzun Dönem Staj Programı” ise geleceğin profesyonellerine kapsamlı bir kariyer deneyimi sunuyor. Program kapsamında seçilen 27 genç, iletişim ve sunum teknikleri, müzakere becerileri, finansal okuryazarlık, teknik proje yönetimi ve sürdürülebilirlik gibi konularda uzmanlardan eğitim alıyor. Bu programla gençlerin iş dünyasında fark yaratabilecek yetkinlikler kazanmasını hedefliyoruz. Bu kapsamlı inovasyon stratejilerimiz ve projelerimiz, Abdi İbrahim’in sektörde lider konumunu güçlendirirken, sağlık sektöründe sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmasını sağlıyor.
“Çalışanlarımız için teknik ve kariyer odaklı eğitimlerimiz sürecek”

Pazarlama ve markalaşma sürecimizde inovasyon ve ArGe gibi çalışanlarımızın desteğini de almak bizim için çok önemli. Bu nedenle çalışanlarımızın yetkinliklerini ve kariyer gelişimlerini desteklemek amacıyla kapsamlı eğitim ve gelişim programları sunuyoruz. Alanlarında uzmanlaşmalarını sağlamak için teknik eğitimlerin yanı sıra, geleceğin liderlerini yetiştirmek amacıyla düzenlediğimiz liderlik gelişim programları ile onları daha stratejik düşünme, etkin karar alma ve ekip yönetiminde yetkinleşme konusunda destekliyoruz. İletişim, problem çözme, analitik düşünme ve zaman yönetimi gibi temel yetkinlikleri geliştirmeye yönelik kişisel gelişim programlarının yanında, dijitalleşme ve teknolojik yeniliklere uyum sağlamak amacıyla dijital beceri eğitimleri sunuyoruz.
Bu programların etkinliğini ölçmek için düzenli olarak performans değerlendirmeleri, çalışan geri bildirimleri ve anketler gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, gelişim programlarına katılan çalışanlarımızın kariyer ilerleme süreçlerini yakından takip ediyor, onların performans sonuçlarını analiz ederek kişisel gelişim hedeflerine ulaşmaları için rehberlik sağlıyoruz. Bu yöntemlerle, eğitim ve gelişim programlarımızın etkinliğini sürekli olarak iyileştiriyor ve çalışanlarımızın kariyer yolculuklarında onlara değer katmayı hedefliyoruz.
“Terfi süreçlerinde kadın çalışanlarımızın destekçisiyiz”
Abdi İbrahim, çalışanları arasında eşitliğin sağlanmasına verdiği önem kadar toplumsal dengeye ve huzuruna da değer veren bir marka. Bu değer ve farkındalıkla, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadın dostu uygulamaları, kurum kültürümüzün merkezine yerleştirip, bu alanda somut adımlar atıyoruz. Kadın çalışanlarımızın iş gücüne katılımını artırmak ve iş-yaşam dengelerini sağlamak amacıyla, cinsiyet eşitliğine dayalı işe alım süreçleri ve terfi olanakları sunarak, kadın liderlerin desteklenmesini ve yönetim kademelerinde temsilini artırmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda terfi süreçlerinde kadın çalışanlarımızı destekliyor ve liderlik potansiyellerini geliştirmek üzere mentorluk programları uyguluyoruz.


