RÜŞTÜ BOZKURT'UN KALEMİNDEN ” AKLIMIZIN YARISI KADINLARIMIZ”

Kategori : Dost Kalemler
Oluşturma Tarihi : 04 Aralık 2020 Cuma

Rüştü Bozkurt / Ekonomist

Kadınlarımızla ilgili bir şey söylemeye, bir düşünceyi yazmaya kalktığımda bile tedirgin olurum. Kadın ve erkek var olmaksızın sanki insanlık var olabilirmiş gibi, kendi yapay ayrımızın utancının üzerine örtüler örmek gibi gelir kadınlarımıza özel vurgu yaptığımda.

İnsanın doğasında olmayan, yarattığı kültürlerle ortaya çıkan cinsiyet ayrımının ayıplarını aşamayan hiçbir toplumun geleceği olmayacak. Oysa toplumları toplum yapan,  varlık nedeni olan bir ideale ve yaratmak istediği sonuca odaklanmasıdır.

Bizim, toplum olarak, yaklaşık 200 yıldır varlık nedenimiz siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızı korumak; yaratmak istediğimiz sonuç da, maddi ve kültürel üretim düzeyi yüksek, yaşamları kolaylaştırılmış yurttaşlardan oluşan bir refah toplumu haline gelmektir.

RÜŞTÜ BOZKURT’UN KALEMİNDEN ” AKLIMIZIN YARISI KADINLARIMIZ”Bugün, refah toplumunu oluşturacak zenginlik üretimi, geniş ve verimli topraklarla olmuyor. Yeraltında petrol dahil maden zenginlikleri de gerekli refahı üretemiyor. Varlıklarınızın listesi geleceğinizi garanti etmiyor… Çünkü teknoloji bugüne kadar insanların performansını artırırken, bugün artık insanın yerini almaya başladı. Teknoloji bugün, kol gücümüzün uzantısı olmaktan çıktı; zihin gücümüzün uzantısı haline geldi.

Hangi toplum fikri ve sınai mülkiyet üretiyorsa;  verileri yeni bir değer yaratmada ya da yaratılmış değerleri yakalamada etkin kullanıyorsa o toplum iki adım öne geçiyor.

Maddi ve kültürel zenginlikler üreterek insan yaşamını kolaylaştırmada  “entelektüel güç” belirleyici olduğuna göre, herhangi bir toplum  “aklının yarısı”  olan kadınlarının önünü açamıyorsa, o toplumun vizyonu olamaz. Çünkü yaratmak istediği sonuca,  ulaşmak istediği hedefe varması mümkün olmaz.

Endülüs Emevi Devleti’nin parlak günlerinde ünlü bir din bilgini, hayatın özünü şöyle açıklar: Canı korumak ilk adımdır. Aklı korumak ikincisidir. Üçüncüsü nesli korumaktır. Dördüncüsü malı ve beşincisi de kültürü, inancı korumaktır.

Bir an düşünün… İnsanlığın varlığını koruması ve varlıklı olmasında kadınlarımızın yeri ne?

Kadınlarımız;  aklımızın yarısı… Kadınlarımız; neslimizi sürdürmenin daha da önemlisi geliştirmenin olmazsa olmazı. O zaman “kadın” konusu neden halen dünyanın birçok yerinde tartışma konusu?

Hep birlikte “yaratıcı yüzleşme özgüveni”  göstererek, kadınlarımızla ilgili sorun yaratan her şeyi sorgulamalıyız:  Kültürümüzün kısıtları varsa üzerine gitme cesareti göstermeliyiz. Ortada iki ayrı cinsin egemenlik sorunu bir eşitsizlik yaratıyorsa, zamanın ruhunu yeniden oluşturarak, sözde değil uygulamada eşitliği yaşam biçimi haline getirmek için hep birlikte çabalamalıyız.

Aklımızın yarısı olan kadınlarımıza, sözleri, söylemleri, kağıt üstündeki yasal düzenlemeleri aşıp gerekli bir yaşam biçimi olarak  “insan-odaklı eşitlik”  ortamı ve iklimini tam olarak realize etmeliyiz.

Kadınlarının fiziki ve fikri enerjilerini tam olarak hayata katmayan hiçbir toplum geleceğini güven altına alamaz. Oysa hayatın temel amacı, maddi ve kültürel zenginlik üreterek insan yaşamını kolaylaştırmak, birikim yeteneklerimizi koruyarak, kendimizi yeniden üreterek geleceğimizi güven altına almaktır.

Aklımızın yarısı kadınlarımız, kalkınmanın dinamosudur; hepimiz bunu iyice içselleştirmeliyiz.


0/(0)
04 Aralık 2020 Cuma
Yorum (0)


Yorum Yazınİçerik hakkında ki düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.


Kategori'ye Ait Diğer Haberler