“FİRMALARIN GELECEĞİNE DOKUNMA MİSYONU MOTİVASYON KAYNAĞIM”

Kategori : Kahve Sohbetleri
Oluşturma Tarihi : 06 Aralık 2021 Pazartesi

Başarılı bir lider olabilmek için, kişinin, “kendini tekrar etme” kıskacına düşmemesi gerektiğini savunan ve yoluna daima hep farklı alanlarda devam edip kendini geliştirerek ve dönüştürerek devam eden TSKB Genel Müdürü Sn. Ece Börü ile iş hayatında, toplumda, kalkınmada kısaca her alanda kadını ve kadın lider olmanın gerektirdiklerini konuştuğumuz keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

SKD Türkiye ile birlikte yol aldıkları “Eşit Adımlar” isimli dijital platformu ile iş dünyasına kadın dostu uygulamalar yönünde; İKSV ile üstün yetenekli genç kadın müzisyenleri destekleyerek sanatta kadına ve TEV işbirliği ile“Eğitimden Üretime” isimli burs fonuyla da ülkemizin farklı şehirlerinde yüksek öğrenim gören kız öğrencilere katkı sağlayan TSKB’nin başarılı Genel Müdürü Sn.Ece BÖRÜ söyleşisi ile sizleri baş başa bırakıyoruz…

“FİRMALARIN GELECEĞİNE DOKUNMA MİSYONU MOTİVASYON KAYNAĞIM”Ece Börü kimdir? Sosyal yönlerinizden de bahsederek kendinizi bize anlatabilir misiniz?
İstanbul doğumluyum. Beşiktaş Atatürk Lisesi’nde aldığım eğitim sonrasında, İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümünü bitirdim. İş hayatıma TSKB’de uzman yardımcısı olarak başladım. TSKB’nin, firmaların geleceğine dokunma misyonunun bana çok uyduğunu fark edince seneler hızla akıp geçti. Bu yıl meslek hayatımda 32 seneyi tamamladım.
İki kızım var. İş dışında önceliğim kızlarım. Bütün tatillerimi yurt dışında yaşayan kızlarımla geçirmeye çalışıyorum. 20- 25 sene önce onlar için hayal kurarken, çocuklarımın dünya vatandaşı olmalarını ve nereye giderlerse gitsinler, tek başlarına hayatlarını sürdürmek konusunda yetkinlik geliştirmelerini istemiştim. Öyle de oldu. Kızlarımdan biri bilgisayar mühendisi diğeri hem işletme hem psikoloji mezunu. Onların başarılarından dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum. Diğer yandan sporu çok seviyorum; denizi ve uzun yürüyüşleri tercih ediyorum. Lise arkadaşlarıma vakit ayırmaya özen gösteriyorum. Sosyal alanda yardım kuruluşlarında çalışmayı çok istedim ama vakit bulamadım. İleride özellikle çocuklar ve gençler konusunda planlarım olduğunu söyleyebilirim.
“En korktuğum şey; insanın kendini tekrar etmesi…”

Kariyeriniz için neler hayal etmiştiniz? Hayallerinizin izinden mi gidiyorsunuz yoksa hayat sizi başka yerlere mi yöneltti? Kariyer yolculuğunuzu da sizden dinlemek isteriz.

Üniversiteden mezun olduğum zaman topluma faydalı olma önceliğiyle hareket ettim. TSKB’ye girdiğimden beri de beni hep bu motivasyon ayakta tuttu. Bu süreçte değişik işler yapmaya, yaptığım her işe farklı bir gözle bakmaya çalıştım. Kariyer yolculuğumda sıklıkla sistemde ileriye dönük olarak bir şeyleri geliştirmeye çalıştığımı hatırlıyorum. Farklı kurumlarda çalışmak istemiştim ama bir kurumda 7 sene çalıştıktan sonra yer değiştirmek biraz zor geliyor. TSKB’ye buradan emekli olmak amacıyla girmemiştim ama kariyer yolculuğumda aynı kurum içinde beni destekleyen tecrübelerim oldu. Çok farklı projelerde ve bölümlerde çalışmak, zaman içinde beni tek kurumda çalışmanın getirdiği durgunluktan kurtardı. Belli bir süre bir bölümde çalıştıktan sonra görevimi yerine getirdiğimi hissederek değişiklik ihtiyacı duydum. Çünkü çok uzun süreli yapılan görevler, kendi görüşünüzü kısıtlayabilir. Bir konuda derinleşmek önemli ama zamanı iyi ayarlamak gerekiyor. En korktuğum şey; insanın kendini tekrar etmesi…

Bir kadın yönetici konumuna gelinceye dek neler yaşadınız? Türkiye’de kadın lider olarak karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Nasıl üstesinden geldiniz?

Ben TSKB’de bir kadın olarak olumsuz hiçbir durumla karşılaşmadım. Hiçbir farklılık, dışlanma ya da ayrımcılık hissetmedim. Genel Müdür olduğum zaman yurt içi ve yurt dışından aldığım yorumlara çok şaşırdım. Tebriklerde bir kadın genel müdür olarak bana hissettirilen farklılığı daha önce hiç yaşamamıştım. Bu benim için seneler sonra farkedilmiş pozitif bir hissiyat oldu. Değerini yaşarken bilemediğimi fark ettim. Elbette zorluklar vardı; kadın olarak çocuklarıma ayırmam gereken zaman ve iş hayatının sorumlulukları bazen üst üste gelebiliyordu. Bunun dengesini kurmakta zorlandığım zamanlar oldu. Ama başardım. Bu noktada en büyük etken, çalışma arkadaşlarımın gösterdiği iyi uyum diyebilirim. Mutlaka belirli dönemlerde iniş ve çıkışlar oluyor ama denge kurulduğu zaman iş ve özel hayatta daha başarılı olunabiliyor ve bunların hepsi birbirini besliyor.

Dünyada iş yapma koşulları değişti, kadınlar artık her sektörde var ve çok aktifler. Alanınız olan finans sektörü çerçevesinden değerlendirildiğinde, yönetim kademelerinde kadın istihdamı oranları şu an nasıl? Nasıl bir geleceğe doğru ilerliyor?

Finans sektörü kadın ağırlıklı bir sektör. 15- 20 yıl önce sektörün genelinde kadın sayısının yüksek olduğunu ancak yönetici kadrolarındaki oranın düşük olduğunu görüyorduk. Son senelerde yönetici kadrolarında daha fazla kadın görmeye başladık. İnsan kaynağı, değişen zamana ve zor koşullara göre değişen bir kaynak. Finans sektörü özellikle bu konuda Türkiye’de başı çekiyor. Türk finans sektöründe Avrupa ülkelerinden daha fazla kadın yönetici yer alıyor. İleriye dönük olarak sektörde kadınlar daha fazla olacak gibi bir iddiam yok. Çünkü öncelikle kadın veya erkek fark etmeden teknik bilgiye ve yönetici vasıflarına bakıyoruz. Diğer yandan kadınların disiplinli, çözüm odaklı detaylı ve özverili çalıştıklarını, yönetme becerilerinin de çok iyi olduğunu söyleyebilirim. Bu perspektiften bakınca kadınların yönetici kadrolarında daha fazla yer alacağını tahmin etmek güç değil.

“FİRMALARIN GELECEĞİNE DOKUNMA MİSYONU MOTİVASYON KAYNAĞIM”“Çalışma hayatının başarısı, seçimlerimiz ve kararlarımız neticesinde oluşuyor.”

Yönetim felsefenizden ve size ışık tutanlardan bahseder misiniz?

Benim rol modelim, işe girdiğim andan itibaren çok uzun yıllar beraber çalıştığım bir üstadım, Necdet Şenkal’dı. Yönetme becerisi ve olaylara ön yargısız bakmasıyla beni hep çok etkiledi. Ondan çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim. İş hayatında hepimizin ayrı görevleri olsa da tüm ekiple beraber bir bütün olduğumuzu düşünüyorum. Bu nedenle her zaman karşımdaki kişinin çalışandan önce bir kişilik olduğunu düşünerek ve bu gerçeği hissederek olayları çözmeyi tercih ederim. Şu andaki yöneticilik tarzım ve çalışma arkadaşlarımla ilişkim; iş ve yaşam tecrübesiyle okuduğum kitaplar ve seyrettiğim filmlerin sonucudur. Geriye baktığım zaman; yöneticilerin en zor görevi karar vermek. Bir kararı verirken erişebildiğimiz tüm bilgiyle zamanında karar vermek daha da önemli. Zamanında karar vermenin kararsızlıktan veya gecikmekten iyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü çalışma hayatının başarısı, seçimlerimiz ve kararlarımız neticesinde oluşuyor.

COVID-19 salgınıyla gelen ve dünya geneline yayılan bir krizle karşı karşıyayız. Bu süreçte şirketinizde ne yönde çalışmalar gerçekleştirdiniz?

Pandemiden önceki dönemlerde uzaktan çalışma modellerinin testlerini yapıyorduk. İş sürekliliği anlamında çalışmalarımız vardı. Pandemi sonrası bütün ekiplerimizle evden çalışma modeline geçtik. Çünkü önemli olan çalışanlarımızın sağlığıydı. Bu dönem bizi birbirimize çok yakınlaştırdı. Evlerde olmamıza rağmen büyük bir grubun parçası olduğumuzu hissettik. Kimse tek başına hiçbir şey başaramaz. Hepimiz biliriz ki arkamızda değil yanımızda ekip istiyoruz.

Şirketinizde kadın çalışan oranı nedir? İK süreçlerinizde cinsiyet eşitliğinin önemi ve önceliğinden bahseder misiniz?

Ekonomik kalkınmayı sosyal ve kültürel kalkınmadan ayrı düşünemeyiz. TSKB’de bu bakış açısıyla pek çok fırsat eşitliği projesi hayata geçiriyoruz. Kurum içinde gerçekleştirdiğimiz İK uygulamalarıyla da fırsat eşitliğini destekliyoruz. Bugün bankacılık kadrolarımızın yüzde 55’i kadınlardan oluşuyor. Sektörümüzde kadın yönetici oranlarımızla da ayrışıyoruz. Gerek politikalarımız gerek çalışma ortamında hayata geçirdiğimiz kadın dostu uygulamalarla Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) sertifikasını almaya hak kazandık.UN Woman’ın ortaya koyduğu Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEP’s)’in Türkiye’deki ilk imzacılarından biriyiz. Escarus Cinsiyet Eşitliği Sertifika Programı kapsamında, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda üst yönetim taahhütleri, işe alım süreçleri, eğitim ve kişisel gelişim çalışmaları, çalışma koşullarında fırsat eşitliğine yönelik uygulamalar, çocuklu çalışanlara sağlanan kariyer destekleri, iş yerinde tacizin yönetilmesine yönelik süreçler ile iletişim ve farkındalık faaliyetleri konu başlıklarında yapılan analiz ve değerlendirmeler sonucunda “İleri Düzey Cinsiyet Eşitliği Programı Sertifikası”nı almaya hak kazandık.

Kadınların yönetim kademelerinde karar vericiler olarak yer almalarını ve yönetimdeki kadın-erkek dengesini sürekli olarak gözetiyoruz. Yüksek performans kültürünü benimseyerek eğitim ve sürekli geri bildirim yoluyla çalışanların cinsiyet gözetmeksizin mesleki ve kişisel gelişimlerini destekliyoruz.

Bugün artık kadının üretimde ve toplumda olmadığı bir modelde kalkınmanın olamayacağı ya da kadınların üretime ve ekonomiye katılımı ile kalkınmanın daha hızlı olduğu tespit edilmiş durumda. Biz bir kalkınma ve yatırım bankası olmamız sebebiyle bu alanda farklı bir yöntem seçtik. Çalıştığımız büyük kurumlardaki kadınları çalışma hayatında desteklemeye yönelik olarak geliştirdiğimiz kredilendirme modeliyle bir firmadaki bütün kadınlara ve dolayısıyla onların ailelerine dokunuyoruz. Şirketlerdeki kadın çalışan oranlarından tutun, emzirme odası, giyinme odası gibi her türlü imkanı düzenlemeye çalışıyoruz. Bu kapsamda kredilendirdiğimiz şirketler dünyayla daha fazla entegre oluyor, kadınların istihdam oranları daha fazla artıyor. Cinsiyet eşitliği alanında sosyal sorumluluk projeleriyle de fark yaratmaya çalışıyoruz. Farklı sivil toplum kuruluşları ile işbirlikleri kuruyoruz. SKDTürkiye ile beraber Eşit Adımlar isimli dijital platformumuz aracılığı ile iş dünyasına kadın dostu uygulamalar yönünde ışık tutuyoruz. IKSV ile üstün yetenekli genç kadın müzisyenleri destekliyoruz. TEV işbirliği ile kurduğumuz Eğitimden Üretime isimli burs fonuyla da ülkemizin farklı şehirlerinde yüksek öğrenim gören kız öğrencilere katkı sağlıyoruz.

Uzun yıllardır odaklandığımız diğer önemli konu da iklim değişikliği. Finansman olanaklarımızla somut fayda yarattığımız bir alan. Bugün TSKB kredi portföyünün %90’ı BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına katkı sağlıyor. Üniversitelerde yürüttüğümüz Sürdürülebilirlik Atölyeleri, uzun yıllardır desteklediğimiz “cevreciyiz.com” ve geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz “Yeşil Kuğu Platformu” kanalıyla da iş dünyasının dönüşümüne entelektüel katkı sağlıyoruz.Bankamızın ve finans sektörünün dönüştürücü gücünü kullanarak iklim ve kadın dostu bir kalkınma için fark yaratmaya çalışıyoruz.

İş dünyasında cinsiyetleşmiş meslekler hakkında önemli bir dönüşüm sürecinde olduğumuzu görüyoruz, ancak hala yolun başındayız. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Çalışma koşulları ve fırsatların iyileştirilmesi anlamında Türkiye ve dünyada gelecek 10 yılda nasıl bir tablo oluşacağını öngörüyorsunuz?

Pandemi kadınların ekonomiye ve iş hayatına katılımında aradaki farkı kapatmak açısından olumsuz bir dönem oldu. Kadınların güçlenmesi için olanakları artırmak isterken, kadın istihdam oranları geriye düştü. Ne yazık ki bu dönemde dünya genelinde işten ayrılan kadınların yakın zamanda işe dönmeleri beklenmiyor. Buradaki en önemli etkenlerden bir tanesi kadınların hizmet sektöründe olmaları. Evden çalışma gibi bir model yüksek eğitimli beyaz yakalı çalışanlarda daha fazla mümkün. Dolayısıyla kadınları eğitim olanakları ile daha fazla beyaz yakalı hale getirebilirsek,iş hayatına da artan oranda katılmalarını sağlayabiliriz.

Diğer yandan kadınları yeni dünyanın yetkinlik setlerine sahip olmaları için yine eğitim programlarıyla desteklememiz gerektiğini düşünüyorum. Kadınların dönüşümden daha fazla pay almasını sağlamak zorundayız. Özellikle teknoloji alanında güçlenmeleri için somut adımlar atmalıyız.Kadınların güvenli yaşam olanaklarını da artırmamız gerekiyor. Eskiden kadın mühendis almazlarmış çünkü Anadolu’da konaklama sıkıntısı mevcutmuş. Bugün kadınlar her yere gidebiliyorlar ancak tek başına yaşayabilecekleri güvenli ortamları artırmamız gerekiyor.

Türkiye’de kadının iş hayatında ve sosyal yaşamda daha etkin ve aktif olabilmesi için sizce neler yapılmalı? Bu süreçte sizce kimlere ne gibi sorumluluklar düşüyor?

Eğitim olanaklarını ve beyaz yaka yetkinliğine sahip kadın çalışan sayısını artırmamız gerekiyor. Güvenli eğitim görecekleri, ailelerinin onları rahatlıkla gönderebileceği okul ortamları yaratmamız lazım. Bir de ileriye dönük; çocuk bakım hizmeti sağlayacak ve kadının çocuk yetiştirmedeki görevini hafifletecek organizasyonlar kurmamız gerekiyor.

Varsa bireysel ödülleriniz, bildiğiniz yabancı diller, üyesi olduğunuz veya yönetiminde bulunduğunuz sivil toplum kuruluşlar nelerdir?

Yabancı dil olarak, iyi derecede İngilizce biliyorum. CSR Works International’ın sürdürülebilirlik liderliği alanında belirlediği “Asia’s Top SustainabilitySuperwomen 2020” onur listesinde yer alan 13 global kadın liderden biri olarak TSKB’yi temsilen yer almanın mutluluğunu yaşadım. TSKB, ulusal ve global arenada iş, ekonomi, sürdürülebilirlik ve fırsat eşitliği alanında değer yaratan pek çok itibarlı derneğin aktif üyesi konumunda. Ben de elimden geldiğince bu derneklerle yürüttüğümüz çalışmalara katkı vermeye çalışıyorum. İlaveten Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD-Türkiye) ve Entegre Raporlama Ağı Türkiye (ERTA)’nın yönetim kurullarında yer alıyorum. Toplum kuruluşlarının yönetim kurulunda yer alıyorum.


0/(0)
06 Aralık 2021 Pazartesi
Yorum (0)


Yorum Yazınİçerik hakkında ki düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.


Kategori'ye Ait Diğer Haberler