Bebeğinin ihtiyacından yola çıktı, annelerin sesi oldu

Oluşturma Tarihi : 25 Mayıs 2024 Cumartesi

Girişimci Cansu Yavuz’un hikayesini başlatan bebeğinin ihtiyacı oldu. Oğlu için kullandığı bebek arabasının içi çok sertti, rahatsızdı ve bebeği terletiyordu. Piyasada ihtiyaçlarını karşılayacak bir minder bulamadı ve özel siparişle emniyet kemeri takılabilen terletmeyen, rahat ve renkli bir bebek arabası minderi diktirdi. Bir süre sonra tanımadığı pek çok anne “Bunu nerden aldınız” diye sorunca Cansu Yavuz, ‘Peki biz bunu neden yapmayalım’ dedi ve çok küçük bir sermaye ile Pamuk Atölyesi’ni kurdu.

Çocukken “Büyüyünce ne olacaksın; üniversitede ise ne okumak istiyorsun?” diye sorarlardı. Bu soruya net bir cevap veremezdi çünkü o da tam olarak ne yapmak istediğine karar vermemişti. İş hayatına atıldıktan sonra ise istediği tek bir şey vardı; pazartesi sendromu olmayan bir iş. Kariyeri hayalinin çok ötesinde olmasına rağmen bitmek bilmeyen yeni şeyler üretme ve başarma arzusu ona yeni kapılar açtı.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Turizm İşletmeciliği bölümü mezunu olan Yavuz, üniversiteyi bitirdikten sonra İngiltere’de 1 yıl dil eğitimi aldı. Okul hayatı boyunca otellerde çalışan Yavuz, bu süreçte sosyal çevresini genişletirken aynı zamanda iş ahlakı ve disiplini hakkında birçok tecrübeye sahip oldu.

Mezun olduktan sonra turizm sektöründe satış departmanlarında çalışmaya devam etti. En son online rezervasyon yapılan dünya lideri bir seyahat firmasında çalıştı ve burada çalışırken gelişen teknolojinin insan hayatını ne kadar kolaylaştırdığını fark etti. Bir tık ile her mecraya ulaşabilme fikri onu çok heyecanlandırdı. “Öyle bir iş modeli kurmalıydım ki ben uyurken benim adıma çalışmalı, 7/24 verim almalıyım” diye düşündü ama bunu nasıl başarabileceğini bilmiyordu. Satış yapmanın psikolojisini, ikna etmenin yöntemlerini biliyordu. O zaman geriye sadece satacak en uygun ürünü bulmak kalıyordu. Ve bu iş fikri ise hiç ummadığı bir zamanda, bebeğinin ihtiyacı ile ortaya çıktı.

Cansu Yavuz

Cansu Yavuz, “Gezmeyi seven bir aile olduğumuz için oğlumuz doğduğu günden beri sürekli bebek arabasındaydı. Bu nedenle rahat edebilmesi bizim için çok önemliydi fakat arabaların içi çok sertti ve bebeğimizi terletiyordu. İlk zamanlar örtüler, battaniyeler koyduk ama emniyet kilitlerini bağlayamadık. Öyle bir ürün istedik ki hem rahat uyusun hem terlemesin hem de kemer geçişlerine uygun renkli bir ürün olsun. Araştırdığımız hiçbir ürün içimize sinmedi ve kendi isteklerimiz doğrultusunda bir bebek arabası minderi diktirdik. Nereye gitsek tanımadığımız anneler, bunu nerden aldığımızı sormaya başladılar. ‘Peki biz bunu neden yapmayalım’ dedik ve kendimizi bu işin ortasında bulduk. Birkaç adet ürün yaptırdık ve internet ortamında satmaya başladık. Öyle yoğun bir ilgi oldu ki son çalıştığım firmadan istifa ettim ve çok küçük bir sermaye ile Pamuk Atölyesi’ni kurdum” diye anlatıyor hikayesini.

Fısıltı gazetesiyle büyüdü

Pamuk Atölyesi kısa sürede anneler tarafından çok ilgi gören ve talep edilen bir marka haline geldi. Cansu Yavuz ürününe çok güveniyordu, ürün ilk aşamada kendi kendini sattı. Tamamen organik bir şekilde, fısıltı gazetesi yardımı ile marka, anneler arasında tavsiye edilir hale geldi. Sonrasındaki doğru satış hamleleri, sattıkça gelen sermaye ve doğru reklam yatırımları şu anki konumuna ulaştı.

Bebek arabası minderi ile başlayan bu süreçte şu an 13 farklı kategoride üretim yapılıyor ve 3 farklı kategoride ise tasarım tescili bulunuyor. Amaçlarının sağlıklı, işlevsel ve zevkli ürünler üretirken markalarını daha da bilinir bir hale getirmek olduğunu söyleyen Cansu Yavuz, “İstatistiklere göre, küçük işletmelerin sadece yüzde 20’si varlıklarını beş yıldan uzun bir süre devam ettirebiliyor.

Pamuk Atölyesi olarak 6. yılımızı bitirirken firmamız şu an olgunluk dönemindedir. Güçlü bir marka bilinirliği ve sadık bir kitlemiz bulunmaktadır. Uzun vadeli planlar yaparken aynı zamanda sorunsuz bir şekilde günlük faaliyetlerimizi yürütebilir durumdayız. Amacımız Türkiye’de yakaladığımız trendi dünyada da göstermektir” diye konuşuyor.

“Hata yapmaktan korkma, hatanı telafi edememekten kork”

Cansu Yavuz

6 kişilik bir ekibin yanı sıra evinde dikim yapan kadın emekçiler ile çalıştıklarını söyleyen Yavuz, “Tekstil tamamen bilgimiz dışında olan bir sektördü ve bizim için riskti. Yanıla yanıla, hata yapa yapa keşfettik. Keşfettikçe daha çok sevdik ve işin özünü çözdük. Kendi işinizin en güzel yanı özgürce hayal edebiliyor olmanız. ‘Hata yapmaktan korkma, hatanı telafi edememekten kork.’ Çünkü yaptığımız her yanlışta bizden alışveriş yapan kişileri fazlasıyla memnun ederek bizden ayrılmasını sağladık ve bu ailelerde güven oluşturdu. Ürününe sahip çıkan ve güvenen bir firma. Müşteri demiyorum çünkü onların her biri bizim ailemizden; Pamuk Atölyesi bir aile kuruluşu ve onlar da bizim en değerli destekçilerimiz. Bu motto ile ticaret hayatımıza devam ediyoruz. Bir reklam vardı hiç unutmuyorum; çok ünlü bir bankanın reklamı, su satan çocuk. Hikayemizi ona benzetiyorum. Önce su satıyor, para kazandıkça şemsiye alıyor, tabure alıyor, biraz daha kazanıyor limonata satıyor.

Biz de çok çabaladık, sattıkça yeni ürünler ekledik, sattıkça birçok ailenin ebeveynlik yolculuklarında yanında olduk” şeklinde konuşuyor. Erkek egemen bir sektörde kadın girişimci olmanın kendisine olan güvenini daha da arttırdığını belirten Yavuz, son yıllarda Türkiye’de pozitif yönde kadına destek platformlarının daha aktif rol aldığını, önde gelen pazaryerlerinden kadın girişimci olması sebebiyle komisyon ve satış desteği aldığını ifade ediyor. Başka bir e-ticaret firmasının ‘Kadına Destek Ülkeye Hizmet’ anlayışıyla toplu sipariş vererek kendilerine desteklerini sunduğunu kaydeden Yavuz, bu adımların girişimci kadınlar için son derece motive edici ve heyecan verici olduğunu sözlerine ekliyor.

Hem anne hem iş kadını hem eş ve aynı anda birden çok sıfata sahip olmanın yorucu olsa da birileri tarafından bunun takdir edilmesinin ve desteklenmesinin çok büyük bir haz olduğunu savunan Yavuz sözlerini şöyle sürdürüyor: “Sayımız parmakla gösterilecek kadar az ve özellikle kadınlarımız anne olduktan sonra iş hayatından çekilmek zorunda kalıyorlar. Bebek bakımında yetersiz devlet desteği, aile baskısı, iş hayatına ara vermenin getirdiği kariyer sorunları kadınları eve kapatmakta ve kendilerine olan özgüveni yıkmaktadır. Kadınlara yönelik krediler ve destek paketleri olmasına rağmen bunlara erişim ne yazık ki zor ve adeta caydırıcıdır.

Kadına desteğin milli bir politika haline gelip her alandaki faaliyetlerinin arttırılması için daha çok cesaretlendirilmesi ve firmalara bunun için ek ödenekler ayrılması gerekmektedir. Türkiye, son yıllarda kadınların ekonomik alanlarda yetiştirilmesi hususunda büyük adımlar atmıştır. Buna rağmen kadınlarımızın ortaya koyabileceği potansiyel henüz tam olarak keşfedilmemiş ve kadınların işgücüne katılımı erkeklere oranla ne yazık ki geride kalmış durumdadır.” İki çocuk annesi olan ve iyi derece İngilizce bilen Cansu Yavuz, sosyal platformlarda SMA hastası bebeklerin kampanyalarında aktif rol oynuyor.


0/(0)
25 Mayıs 2024 Cumartesi
Yorum (0)
Etiketler


Yorum Yazınİçerik hakkında ki düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.


Kategori'ye Ait Diğer Haberler