Türkiye’nin ilk atlı spor hazır giyim markasını kurdu

Oluşturma Tarihi : 12 Mayıs 2024 Pazar

5 yaşından beri profesyonel olarak binicilik sporu ile ilgilenen Aybüke Holat, sporcuların atlı spor kıyafetlerinin tamamını yurtdışından ithal etmeleri ve bu konuda yaşanan zorlukları görünce henüz 25 yaşındayken Türkiye’nin ilk atlı spor hazır giyim markası ACTA Sport’u kurdu. Pandemi döneminde müsabakaların iptal edilmesi üzerine satışlar durunca Holat, 0-14 yaş aralığına hitap eden ikinci hazır giyim markası My Cutie Pie’ı hayata geçirdi.

Genç, başarılı, hırslı ve çok çalışkan bir kadın girişimci Aybüke Holat. Henüz 29 yaşında ve iki önemli girişimin kurucusu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladıktan sonra Fransa’nın Grenoble şehrinde, Sciences Po Grenoble’da Siyaset Bilimi alanında yüksek lisans yapan Aybüke Holat, 5 yaşından bu yana engel atlama branşında profesyonel sporcu olarak müsabakalara katılıp yarışıyor. Ulusal ve uluslararası alanda pek çok ödül ve derece elde eden Holat, 2018 yılında hakemlik eğitimini tamamlayarak önce milli hakem olarak Türkiye’deki müsabakalarda görev yapmaya başladı; daha sonra 2020 yılında İsviçre’de bulunan Uluslararası Engel Atlama Federasyonu (FEI) tarafından seçilerek uluslararası hakemliğe terfi etti. Profesyonel kariyeri ve girişimlerinin yanı sıra, şu anda dünyanın pek çok yerinde, uluslararası müsabakalarda engel atlama hakemliğine devam ediyor. Holat, ekonomik ve ailevi kayıplardan dolayı çok küçük yaşlardan itibaren hem okudu hem çalıştı.

Pek çok farklı sektör ve kuruluşta fikir edinme şansı oldu. Kendi işini kurmayı, sıfırdan bir şey başlatmayı çok istiyordu. Bu süreçte çalıştığı ve gözlemlediği sektörler arasında onu en çok heyecanlandıran hazır giyim ve bu sektörün üretim süreci oldu. Holat da bildiği ve kendisini heyecanlandıran iki alan olan binicilik ve hazır giyimi birleştirerek 2018 yılında Türkiye’deki ilk yerli atlı spor hazır giyim markası; ACTA Sport’u kurdu. Binicilik branşında Türkiye’deki sporcular o güne kadar ithal gelen ürünleri almak zorunda olduğundan markası kısa zamanda iç pazarda büyük ilgi gördü. Hali hazırda hem iç pazar hem de yurtdışı atlı spor kulüpleri içerisinde ürünleri sporcular ile buluşuyor. Pandemi ile birlikte tüm spor müsabakalarının durması ve evlere kapanma ise Holat’ın ikinci hazır giyim markası olan My Cutie Pie’ın doğmasına vesile oldu. My Cutie Pie, 0-14 yaş kız ve erkek çocuk hazır giyim markası.

Aybuke Holat

Şu anda hem kendi web sitesi mycutiepiekids.com hem de Trendyol, HepsiBurada gibi pek çok e-ticaret kanalları üzerinden satışı yapılıyor. “Daha çok çalışabilmek için girişimci oldum” diyen Holat çalışma ile beslenen insanlardan. Güne sabah 05:30’da başlamaktan mutlu olan bir yapıya sahip. Sporcu yanının da etkisiyle çok hareketli bir çocukluk ve gençlik geçirdi. İşini kurarken en büyük sermayesinin kazandığı deneyim ve kurduğu network olduğunu söyleyen Holat, “Hazır giyim alanında genç bir girişimciyim. İki markam var. İkisinin de üretimi yüzde 100 yerli. Uzun yıllardır profesyonel binici olmam ve uluslararası hakemliğimin getirdiği, bu alandaki tecrübemle sporcuların ihtiyaçlarını analiz edip, en iyi şekilde bu ihtiyaçları karşılamak için inovatif bir şekilde çalışıyoruz. My Cutie Pie koleksiyonlarımızda yeni doğan bebek kıyafetlerinden 14 yaşa kadar kız ve erkek çocuklar için ayrı ayrı tasarlanan modeller mevcut. Özenle tasarlayıp yarattığınız ve bin bir emekle ürettiğiniz bir ürünü, sporcuların, çocukların üzerinde görmek tarif edilemez bir mutluluk. İşimi bu yüzden çok seviyorum” diyor.

“Müşterileri yeni bir markaya yönlendirmek kolay olmadı”

ACTA Sport’un şu anda Türkiye’nin tek ve ilk yerli atlı spor hazır giyim markası olduğunun altını çizen Aybüke Holat, hedef pazar olarak niş bir alan olduklarını hatırlatarak, “Müşterilerin yıllardır yurt dışından ithal olarak aldığı ve binicilik gibi aktif bir sporda kullandığı bir alışkanlık söz konusu. Bu alışkanlığı yeni bir markaya yönlendirmek kolay olmadı. Sporcuların ihtiyaçlarını ve diğer markalardaki eksiklikleri iyi analiz ederek, inovatif bir şekilde tüm ihtiyaçları karşılayan ürünler üretiyoruz. Ürünlerde kullandığımız kumaşlar ile ihtiyaç duyulan dayanıklılığı, konforu ve maksimum esnekliği müşterilerimize sunuyoruz. Binicilerin en çok tercih ettiği binicilik pantolonlarımızda dört yönlü streç teknolojisi sayesinde hareket özgürlüğü sağlıyoruz. Ayrıca tüm ürünlerimiz rüzgar koruması, su geçirmezlik ve UV koruması gibi performans özelliklerine sahip. Leke tutmazlığı, antibakteriyel ve koku önleyici özellikleri de var” şeklinde konuşuyor. My Cutie Pie’da ise çocukların renkli dünyasına uyum sağlayan, onların enerjik ruhundan ilham alan, rengârenk tasarımlar ile koleksiyonlarını oluşturduklarını belirten Holat, Türkiye ve İngiltere’de bulunan tasarım ekibi ile ürünlerin yüzde 100’ünün pamuklu kumaştan üretildiğini bildiriyor.

“Yaptığımız işi en iyi şekilde yapmak için her gün kendimizi geliştiriyoruz” diyen Holat, rekabetin çok yoğun yaşandığı sektörde, değişimleri takip ederek, süreçleri avantaja çevirmeye çalıştıklarını ifade ediyor. Şirket kuruluş aşamasında hedeflerinin daha çok fiziksel mağazalaşma yönünde olmasına rağmen pandemi ile birlikte tüm stratejilerini online platformlarda genişlemeye yönelik oluşturduklarını kaydeden Holat, ACTA Sport’un daha çok ihracat odaklı ilerlediğini, My Cutie Pie’ın ise iç pazar ağırlıklı büyüdüğünü söylüyor. Holat, gerek ürünlerinde kullanılan ham maddeler gerekse üretim süreçlerinde, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm konularını ön plana aldıklarını kaydediyor. Genç yaşında iki önemli markanın sahibi olan Holat, dünyanın her yerinden daha fazla insana ulaşmak istiyor. Şu anda küçük bir ekibi olmasına rağmen her geçen gün büyüdüklerini kaydeden Aybüke Holat şöyle konuşuyor: “Girişimimi hayata geçirirken en büyük ve tek sermayem networkümdü.

Markamın katalog çekimlerinden kartvizit basımına kadar, yıllardır gönül bağı kurduğum profesyonel insanlar gönüllü olarak bana destek oldular. Bu benim için gerçekten çok kıymetli bir şey. Kaç yıl geçmesine rağmen, hala paylaşırken gözlerim doluyor. Hiç unutmadığım bir anımı da sizlerle paylaşmak isterim: Markamın zar zor üretebildiğim numuneleri ile ilk çekimini yapacağız fakat tabii ki bütçem yok. Profesyonel fotoğrafçı bir arkadaşımdan birkaç tanıdığa giydirip çekebilir miyiz diye ricada bulundum. Kendisi, çalıştığı ajanstan gönüllü olarak profesyonel modeller getirdi. Başka bir saç artisti arkadaşım gelip saçları yaptı, makyajı başka biri ‘yaparım ben’ dedi. Böyle böyle derken biz bir çekim gerçekleştirdik ki dünyaca ünlü büyük dergilerin katalog çekimleri ile eş değer. Tüm bu insanlar profesyonel olarak bu işten para kazanan insanlar ve orda o gün gönüllü olarak, çok soğuk ve zor şartlarda, o kadar özenle çalıştılar ki. İnsanların hayatına bu şekilde dokunmak girişimcilik yolcuğumda benim için o kadar anlamlı ki…”

Girişimcilik kendini, potansiyelini keşfetme yolculuğu

Girişimcilik kendini, potansiyelini keşfetme yolculuğu

Aybüke Holat, kadın veya erkek fark etmeksizin girişimciliğin zor bir yolculuk olduğunu söylüyor. Holat, “Girişimcilik kendini, potansiyelini ve yapabileceklerini keşfetme yolculuğu bence ve bu bir ruh hali, hayat tarzı, bakış açısı… Öz motivasyon dediğimiz konu çok önemli. Ben yapı olarak biri ‘yapamazsın, imkânsız’ dediğinde daha çok motive olan, çalışan ve o imkânsız gibi görünen şeyi mümkün kıldığında mutlu olan bir insanım. Kadın olmak, kadın girişimci olmak sadece Türkiye’de değil, dünyada kolay olmayan bir durum. Kadının bir şeyler başarmasını hep başka şeylere bağlayan bir algı ve zihniyet var; şanslı olmasına, ailesine, eşine veya başka şeylere.

Önce bu zihniyeti değiştirmek gerekiyor. Bir şeylerin planladığım gibi gitmediği hem genç hem kadın olmamdan kaynaklanan zorluklar elbette ki oldu fakat bunları bir engel olarak değil; aksine gelişimim için bana bir şeyler öğretecek tecrübeler olarak görerek hedeflerime doğru ilerlemeye devam ettim” diye konuşuyor. Türkiye’de girişimci kadın oranının hala yüzde 13’lerde olduğuna değinen Holat, Türk kadınının tarih boyunca üretime, topluma her zaman çok büyük emeklerde bulunduğunun altını çizen Aybüke Holat, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye’nin bugününde de geleceğinde de kadınlar her alanda toplumu ileri taşımak için canla başla çalışıyor, çalışmaya devam edecek. Farkındalık, kadınların uyanışı da her geçen gün artıyor. Ekonomik bağımsızlık ve katılımın, kendi kararlarını verebilmenin; aile içi ve toplumsal denge için ne kadar gerekli olduğunu bilen, rolleri, sorumlulukları erkekler ile eşit bir şekilde paylaşmak isteyen bir nesiliz. Bu sebeple, gelecek günlerde, kadının gücünün ve ekonomiye katılım oranlarının çok daha artacağına inanıyorum.”

Tasavvuf ve siyaset felsefesi okuyor

Üniversite yıllarından beri gerek kadın istihdamı gerekse toplumu ilgilendiren pek çok farklı alanda Sivil Toplum Kuruluşlarında gönüllü olarak yer alan Aybüke Holat, KAGİDER üyesi bir girişimci. Sporcu kimliğinden dolayı engel atlama branşında birincilikle pek çok ödül ve madalyası olan Holat’ın, ACTA Sport’un marka kısa filmi, Chicago Film Festivali’nde dereceye girdi. İyi derecede İngilizce ve Fransızca bilen Holat, kendi girişimini oluştururken insan yaşamında sürekli yenilenmeyi, yeniden doğmayı ve insandaki başlangıç yapma potansiyeline vurgu yapan Hannah Arendt’in “İnsanlık Durumu” adlı kitabından çok etkilenmiş. Siyaset felsefecilerinin kitaplarını da tekrar tekrar okuyan Holat, maddeden ziyade manayı anlatan tasavvufi kitapları; üreten ve fayda sağlamaya çalışan bir girişimci olarak çok değerli buluyor ve bu bağlamda özellikle Cemal Nur Sargut’un kitaplarını okuyor.

Aybüke Holat’tan tavsiyeler: “Harekete geçin!”

“Bir bebek hiçbir zaman kalkıp bir anda yürümüyor. Bir sürü kez düşüyor; önce emeklemeye başlıyor sonra tekrar düşüyor, belki yaralanıyor; korkuyor, ağlıyor… Fakat 1 sene 1,5 sene sonunda yürümeye başlıyor… Bir kez deneyip ilk seferde başarılı olmuyor. Yüzlerce deneme ve emek var. O yüzden benim naçizane tavsiyem şudur; her şey hemen, bir anda olmayabilir, defalarca düşebilirsiniz de… Önemli olan sebat etmek, öğrenmek ve yola devam etmek. Eğer gerçekten yürekten inandığınız bir hayaliniz varsa, gerçekleşmesi için kalbinizdeki inanç ve azimle tüm zorlukları aşabilirsiniz. Eylemler, kelimelerden daha çok ses getirir. O yüzden hayali olan tüm girişimcilere ‘Harekete geçin!’ demek istiyorum.

“Zor zamanlar güçlü girişimciler yaratıyor”

“Üretmek, sıfırdan bir şey yaratmak, bu dünyadan göçüp gittiğimde ardımda, birilerine fayda sağlayan bir şeyler bırakabilmiş olma isteği ve hatta kaygısı içimde hep yoğun bir şekilde vardı, hala da var. Hayatım ve kariyerim ile ilgili hep kısa ve uzun dönem hayallerim oldu. Hayallerimin ve sevdiğim şeylerin de bugüne kadar hep peşinden gitme cesaretini kendimde buldum. Kendi ayakları üzerinde duran, sürdürülebilir bir şekilde üretken, verimli, mutlu bir hayat düzeni oluşturmak, “girişimci” olmak istedim. Başarılı girişimcilerin hikâyelerinde bence ortak nokta, maddi olarak zorluklardan geçmiş, yokluk görmüş olması. Zor zamanlar, evrilmeler daha cesur, risk alabilen ve güçlü girişimciler yaratıyor”.

Bir şeylerin planladığım gibi gitmediği hem genç hem kadın olmamdan kaynaklanan zorluklar elbette ki oldu fakat bunları bir engel olarak değil; aksine gelişimim için bana bir şeyler öğretecek tecrübeler olarak görerek hedeflerime doğru ilerlemeye devam ettim.


0/(0)
12 Mayıs 2024 Pazar
Yorum (0)


Yorum Yazınİçerik hakkında ki düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.


Kategori'ye Ait Diğer Haberler